Şenyaşar Ailesi’nden 3 kişinin hayatını kaybettiği ve “gizlilik” kararı bulunan hastane evrakı, 4 yıl 4 ay sonra iddianameye dönüştü. İddianamede, olay günü akının yaşandığı hastanede olan AK Partili vekil İbrahim Halil Yıldız’a rastgele bir suçlama yöneltilmedi ve kamera kayıtlarının çalındığı argüman edildi.
Mezopotamya Ajansı‘ndan Emrullah Acar‘ın haberine nazaran, Urfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 92 sayfalık iddianamenin kimi detayları, Şenyaşar Ailesi ve avukatlarına bildiri edilmeden 14 Ekim’de birinci olarak Anadolu Ajansı’na servis edildi. Hala avukat ve aileye bildirisi yapılmayan iddianamede 19 sanığa “kasten öldürme”, “kasten öldürmeye yardım etme”, “kasten öldürmeye teşebbüs”, “kamu malına ziyan verme”, “işyeri dokunulmazlığını ihlal etme”, “suç meczuplarını yok etme, gizleme yahut değiştirme” ve “bina içinde koruma altına alınmış olay eşya hakkında hırsızlık” suçlamaları yöneltildi.
336 YILA KADAR MAHPUS CEZASI
23 Nisan’dan bu yana tutuklu olan AK Partili İbrahim Halil Yıldız’ın ağabeyi Celal Yıldız, tıpkı tarihte tutuklanan Mekail Şimşek, Yıldız’ın danışmanı Mustafa Gaye, Yıldız’ın babası Osman Yıldız, Yıldız’ın amcası Celal Yıldız, Yıldız’ın firari yeğeni İbrahim Yıldız ile Hüseyin Yıldız, Mehmet Yıldız, Arif Yıldız, Ömer Yıldız, Cemal Yıldız, Fethi Yıldız, Emine Yıldız ve Mustafa Durmaz hakkında Esvet Şenyaşar ve oğlu Adil Şenyaşar’ı öldürmekten “kasten öldürme, taammüden öldürmeye teşebbüs ve taammüden öldürmeye yardım” cürümlerinden iki defa müebbet mahpus cezası talep edildi. İddianamede, kelam konusu 14 kişi hakkında ayrıyeten Ferit ve Mehmet Şenyaşar’a karşı işledikleri “öldürmeye teşebbüs” kabahatinden toplamda 336 yıla kadar mahpus cezası talep edildi.
Soruşturma kapsamında 23 Nisan’da tutuklan ve 6 Ekim’de tahliye edilen İbrahim Halil Şimşek ve Müslüm Yıldız ile Mahmut Yıldız, Saim Yıldız ve Şerif Durmaz’a, Suruç Devlet Hastanesi’ne ilişkin kameralar ile kamera kayıtlarının serverlarını çaldıkları gerekçesiyle, “Kamu malına ziyan verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme, suç¸ kanıtlarını yok etme ve bina içinde koruma altına alınmış¸ olan eşya hakkında hırsızlık” suçlamaları yöneltildi. 5 kişi hakkında toplam 125 yıla kadar mahpus cezası talep edildi.
19 ŞAHSA TAKİPSİZLİK
“Kasten öldürme, taammüden yaralama” suçlamaları yöneltilen Atilla Arca, Mahmut Yıldız, Fethi Şimşek, Ali Yıldız, Osman Şimşek, İbrahim Halil Şimşek, Çetin Yıldız, Mehmet Yıldız, Hikmet Yıldız, Bülent Yıldız, Fırat Yıldız, Celal Yıldız, Osman Şah Yıldız, Mustafa Yıldız, Cemal Yıldız, Faik Yıldız, Doğan Yıldız, İbrahim Halil Yıldız (AK Partili vekil ile tıpkı isimde) ve Erdal Yıldız hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Karara “delil yetersizliği” münasebet gösterildi.
Saldırıda eşi ve iki oğlunu kaybeden Emine Şenyaşar, hücumda ağır yaralı kurtulan Mehmet ve Ferit Şenyaşar kardeşler ile Urfa Vilayet Sıhhat Müdürlüğü iddianamede müşteki olarak yer aldı.
‘KİMSEYİ SAĞ BIRAKMAYIN’
İddianamede, otopsi, isimli muayene, kriminal uzmanlık raporları, olay yeri inceleme tutanakları, şahit ve müşteki sözlerine yer verildi. Anne Şenyaşar tabirinde, AK Partili İbrahim Halil Yıldız’ın amcası Celal Yıldız’ın atak sırasında, “Ben Celal Şenyaşar’ı öldürdüm, siz de burada kimseyi sağ bırakmayın” kelamlarıyla hastanede bulunan kalabalığa seslendiğini söyledi.
İddianamede, iki farklı soruşturma kapsamında 180’den fazla şahit beyanı alındığı bilgisi yer aldı. 18 sanığın, katliamdan 4 yıl sonra, 23 Nisan ve 17 Mayıs 2022 tarihlerinden emniyette verdiği sözler de iddianamede yer verildi. Bir öbür sanık AK Partili İbrahim Halil Yıldız’ın yeğeni İbrahim Yıldız hakkında gözaltı kararı olmasına karşın iddianame hazırlandığı tarihe kadar yakalanmadığı belirtildi. 18 sanık, sözlerinde üzerinden 4 yıl geçmesinden kaynaklı olayın ayrıntılarını hatırlamadıklarını sav ederek, suçlamaları ret etti.
İddianamede, 19 sanığın Esvet Şenyaşar ve Adil Şenyaşar ile müştekiler Mehmet Şenşayar ve Ferit Şenşayar yönelik gerçekleşen akınlardan sorumlu oldukları kaydedildi. İddianamede, 14 sanığın olayların başından itibaren “öldürme kastı” ile hareket ettikleri, Adil Şenşayar ve Esvet Şenşayar’ın hastane içerisinde uğradıkları taarruzlar sonucunda öldürüldükleri belirtildi.
Ayrıca iddianamede Suruç Devlet Hastanesi içerisini gösteren kamera imgelerinin bağlı olduğu hard disklerin kilitli halde bulunan hastane server odasından camların kırılarak çalındığı ileri sürüldü. İddianamede, “Olay yeri tutanakları ve kamera imaj çözümleme tutanakları ile tespit olunan konular, müşteki beyanları bir bütün halinde değerlendirildiğinde bir kısım şüphelilerin müştekilerin ve maktullerin Suruç Devlet Hastanesi’ne getirilmeleri ve nakledilmelerine kadar geçen mühlet zarfında saldırgan küme içerisinde bulunmaları halindeki hareketleri ile birlikte kabahat sürece iradesi kapsamında gerçekleşen hareketler üzerinde ortak hakimiyet sağladıkları, lakin kim tarafından hangi hareketler nedeniyle sonucun gerçekleştiğinin bu etapta belirlenememesi nedenleriyle kuşkulu Mekail ve kuşkulu İbrahim Yıldız dışındaki şüphelilerin hareketlerinin işlenen suça yardım etme niteliği taşıdığı üstteki içtihatlar doğrultusunda anlaşılmakla ve şüphelilerin maktuller Esvet Şenyasar ve Adil Şenyasar ile müştekiler Mehmet Şenyasar ve Ferit Şenyasar’a yönelik gerçeklesen aksiyonlardan bir bütün halinde sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır” kıymetlendirilmesi yapıldı.
Hazırlanan iddianamede AK Partili İbrahim Halil Yıldız’a dair rastgele bir suçlama yer almadı. Yıldız’ın ismi, yalnızca şahit ve sanık sözlerinde yer aldı. Şahitlerden biri olan hastane çalışanı E.E., olayda ömrünü yitiren Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız’a tampon yaptırdığı sırada Yıldız’ın da yaralıların başında olduğunu belirtti.
‘ZIRHLI ARAÇ İSTEDİK’
Şüpheli olarak tabiri alınan AK Partili Yıldız’ın danışmanı Mustafa Gaye ise, Mehmet Şah Yıldız’a hekimler müdahale ederken AK Partili Yıldız’ın odada olduğunu belirterek, “Ağabeyine yaklaşık 20 dakika kadar kalp masajı yapıldıktan sonrasında hekimler vefat ettiğini söylemeleri üzerine, vekil olduğu yere çöktü. Bu haberi duyan insanların da sayısının artması üzerine, muhafaza polisi Mustafa ile birlikte vekili hastanenin art kapısından çıkarmaya karar verdik. Daha sonrasında vekil hastanenin ardında bulunan bir odaya geçtik ve burada kapıyı kilitledik. Burada Suruç Kaymakamı’ndan ve Müdafaa Şube Müdürlüğü’nden zırhlı araç istedik. Bir vakit sonra araç temin edildikten sonra, vekilin yaralı bulunan öbür yakınlarının Şanlıurfa merkeze sevki sağlanacağından ötürü merkeze hakikat hareket ettik” dedi.
AK Partili vekilin yeğeni Hüseyin Yıldız ise, kuşkulu olarak alınan tabirinde, vekilin müşavere Mustafa Amaç’ın tersine vekil ile birlikte hastane bahçesine çıktıklarını söyledi. Yıldız, “Hastane dışına çıktığımda dışarda jandarma ve polisten oluşan bir kalabalık gördüm. Lakin hücumun ne halde olduğunu ve kimler tarafından yapıldığını bilemedim. Daha sonra hastalarımız Şanlıurfa vilayet merkezine ambulans ile gönderilince ben de hastaneden çıkarak meskenime gittim” diye kaydetti.
AK Partili Yıldız’ın bir öteki yeğeni Mehmet Yıldız da kuşkulu olarak alınan sözünde, olaydan sonra AK Partili Yıldız’ı hastane bahçesinde gördüğünü söyledi.
Ancak şahit ve sanıkların “hastanede gördük” dedikleri Yıldız’ın olayla ilgili teması soruşturulmadı. Yıldız’ın soruşturma kapsamında sözünün alınıp alınmadığı, hakkında rastgele bir fezlekenin hazırlanıp hazırlanmadığına bilinmiyor.
Gazete Duvar
