Türkiye’nin en büyük göllerinden birisi olan Uluabat Gölü’ne akan derelerde beyaz köpüklerin oluşması, bölge sakinlerini ve çevrecileri endişelendirdi. İnceleme yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri, olayın zirai ilaç kalıntılarının suya karışmasından kaynaklandığını açıkladı.
Nisan 1998’de bakanlık tarafından ‘Ramsar Alanı’ olarak kabul edilen ve 4. Uluslararası EXPO 2000 Konferansı’nda uluslararası ‘Yaşayan Göller Ağı’na dahil edilen Uluabat Gölü’ne akan derelerde beyaz köpük tabakası oluştu. Göl suyunu kullanarak on binlerce dönüm tarlasını sulayan köylüler ve çevreciler, durum karşısında panik yaşadı.
“Kar beklerken bembeyaz felaketle karşılaştık”
Bir açıklama yapan DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Kar beklerken bembeyaz felaketle karşılaştık. Köylülerimizin bize ihbarı üzerine buraya geldik. Burası Türkiye’deki yaşayan göl unvanına sahip tek göl ve uluslararası sözleşmeyle koruma altına aldığımız göllerden bir tanesi, bu göl çok sayıda canlıya ev sahipliği yapıyor. Çok ciddi kuraklık yaşadığımız ve her damla su varlığımızı koruma altına almamız gereken şu dönemde koruma altındaki gölümüz çevre felaketiyle karşı karşıya. Kimyasal atık gölü kirletiyor. Bu kirlilik göldeki canlı türlerini tehdit ediyor” dedi.
Gölün bulunduğu bölgede yer alan Yavelli Köyü Muhtarı Ersin Demir, sudaki canlıların yok olma tehlikesi altında olduğunu ileri sürerek, “Uluabat Türkiye’nin en değerli göllerinden bir tanesi. Mustafakemalpaşa ilçesinde 160 bin dönüm araziyi bu gölden suluyoruz. Ektiğimiz ürünleri bu kirli suyla sulamak durumunda kalıyoruz. Hayvanlarımız da bu sudan içiyor” dedi.
Yağmur suları ile birlikte tarımda kullanılan ilaç atıkları göl yüzeyinde birikmiş
Köylülerin şikayeti üzerine harekete geçen Bursa Valiliği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, bölgede inceleme başlattı. Yapılan denetimlerde, bölgede herhangi bir endüstriyel tesisin olmadığı, bölgede tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu, Uluabat Gölü’ne giden Çapraz Deresi’ne DSİ’ye ait sulama kanalından su akışının olduğu, sulama kanal membasında herhangi bir olumsuz koku, illegal atıksu deşarjının olmadığı, DSİ sulama kanalında mansap tarafından suyun belli bir yükseklikten deşarj olması, ayrıca deşarj sonrası kanal ucunda duvara çarpması nedeniyle köpüklenmenin ve kokunun oluştuğu belirtildi.
Denetim sonucunda oluşan koku ve köpüklenmenin bölgede iki gündür devam eden yağış nedeniyle tarımda kullanılan ilaçların yağmur suyuyla beraber kanala gitmesi nedeniyle yaşandığı, bölgedeki kirliliğin müdürlük tarafından takibinin yapıldığı bildirildi.