Milli Savunma Bakanlığı’na ait savaş gemileri TCG Bayraktar ve TCG Sancaktar gemileri, Hatay’da sahra hastanesine dönüştürüldü.
Milli Savunma Bakanlığı’nın TCG Bayraktar ve TCG Sancaktar savaş gemileri, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilde büyük bir yıkıma sebebiyet veren 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’a geldi. Gemiler, depremzedelere umut olabilmek için adeta yüzen hastaneye dönüştürüldü. 66 sağlık personelinin görev yaptığı gemilerin ameliyathane ve gözlem odaları sayesinde depremlerde yaralanan vatandaşlara ilave sağlık hizmeti sunabilecek kabiliyette olduğu belirtildi. Her biri 560 olmak üzere toplamda bin 120 yatak kapasitesine sahip olan gemilerin içerisinde portatif kan gazı cihazı, anestezi cihazı, elektrokoter, portatif aspiratör, cerrahi setler, transport ventilatör, kombinasyon sedye, oksijen tüpleri, defibrilatör, ventilatör ve ilaçlar, tıbbi sarf malzemeleri ve çeşitli alanlarda uzman doktorlar yer alıyor.
“Yaklaşık 900 vatandaşımıza sağlık hizmeti vermiş bulunuyoruz”
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin devletin bütün kurumlarıyla birlikte depremzedelerin yaralarını sarmaya devam edeceğini söyleyen TCG Bayraktar Komutanı Deniz Albay Lütfü Sezgin, “Bayraktar sınıfı LST’ler herhangi bir doğal afet durumunda Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilecek ilave doktor ve sağlık personeliyle ikinci basamak muayene hizmeti verecek seviyeye yükseltilmektedir. Şu an itibarıyla Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilmiş 13 uzman doktor, genel anestezi, acil tıp uzmanlarımız, genel cerrahlarımız, çocuk doktorlarımız, kalp damar cerrahi uzmanlarımızla birlikte hizmet vermekteyiz. Göreve başladığımız andan itibaren şu anda üzerinde bulunmuş olduğumuz tank güverte olarak adlandırdığımız mahalde 120 yatak kapasiteli bir sahra hastanesi oluşturmuş bulunmaktayız. Bayraktar sınıfı LST’lerin imkanları dahilinde şu anda bir ameliyathanemiz, bir röntgen ve ultrason odamız, 10 yatak kapasiteli gözlem ve yoğun bakım ünitemize ilave olarak bir de kimya laboratuvarını şu anda oluşturmuş bulunmaktayız. Şu an itibarıyla yaklaşık 900 vatandaşımıza sağlık hizmeti vermiş bulunuyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri devletimizin tüm kurumlarıyla birlikte halkımızın yaralarını sarmaya devam etmektedir” dedi.
“Mehmetçiğimizden Allah razı olsun”
Gemide tedavi altına alınan bir depremzede, “Büyük bir felaketti. Evimizde çatlak, yıkıklar, her taraf aynı durumda. İnsanlar perişan bir durumda. Duvarlar yıkılmıştı, o anda sesimiz gitti, mide bulantısı olmaya başladı. Kötü bir durumdu. Öncelikle devlet büyüklerimizden, Mehmetçiğimizden Allah razı olsun. Sağlık çalışanlarımızın hepsine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Yardımsever kardeşlerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Depremi yaşayanlara tek bir şey söylemek istiyorum; en önemli şey sabır”
Yüzyılın felaketinde enkaz altında yaşadığı zor anları anlatan bir başka depremzede ise, depremden 2 saat sonra kendisini kardeşinin çıkardığını belirterek, “Enkazdan 2 saat sonra çıktım. Çok zordu. Nefes darlığım var. Ayağım havada asılıydı. Başım da aşağıya düşmüştü. Bağırdım, ses geliyor. Ama burada bir sözüm var; iş makineleri enkaz yerine gittikleri zaman kontakları kapatmaları lazım. Ses duyulmuyor. Orada kamyon çalışıyor, itfaiye çalışıyor, ses çıkmıyor. Bağırıyorsun, motorun sesi benim sesimden daha güçlü. Enkaz yerlerine giden ağır makinelerin çalışma anı yoksa kapatmaları lazım. Ses duyulsun. Beni kardeşim çıkarttı. Telefonum deprem esnasında düştü. Düşünce kardeşimin telefonu çaldı. Açamayınca kapandı, telefon benden uzaktı. Arabasına binip geldi, bağırıyor, sesini duydum. Orada gençler vardı, çağırdı. O gün de yağmur yağıyordu. Üzerimdeki enkazı iplerle bağladılar, arabayla çektiler. Ben şanslıydım. Pencereden atlamak isterken orada durdum ama eşim, çocuğum vefat etti. Bu depremi yaşayanlara tek bir şey söylemek istiyorum; en önemli şey sabır. Benim nefes darlığım var diye sabrım azdır ama ben ancak sabırla buradan çıkacağımı düşündüm” şeklinde konuştu.