Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bekir Çakmak, süper gribin 200’den fazla farklı virüsün neden olduğu bir hastalık olduğunu belirterek, “Bu yeni salgına yakalanan çocuk ve yetişkinler, ancak birkaç haftada iyileşebiliyor ve hastalık süreci ise ağır seyrediyor” dedi.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bekir Çakmak, Covid-19 pandemisinin hafiflediği, vaka sayılarının azaldığı, okullarda yüz yüze eğitimin yeniden başladığı bu yeni dönemle birlikte solunum yolu virüslerinin etkileri yeniden ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıktığını bildirdi. Dünya çapında, polikliniklerin süper grip vakaları ile dolup taştığını aktaran Çakır, süper grip olarak tanımlanan bu yeni salgına yakalanan çocuk ve yetişkinler, ancak birkaç haftada iyileşebildiğini ve hastalık sürecinin ağır seyrettiğini kaydetti.
Bekir Çakmak, “Süper grip, 200’den fazla farklı virüsün neden olduğu bir hastalıktır. Yaklaşık 3 yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisiyle birlikte, maske kullanımının yaygınlaşması, grip vakalarının son üç yılda azalmasına sebep olmuştu. Bu süre zarfında, grip virüsleri kendini geliştirme, yenileme, güçlendirme fırsatı yakaladı. Pandeminin hafiflediği, vaka sayılarının azaldığı, bu yeni dönemle birlikte, maske kullanımı da azaldı. Maske kullanımının azalması, grip virüslerinin yeniden konakçı bulması demek. Pandemi süresince güçlenen virüslerin neden olduğu hastalıklar daha ağır seyrediyor, “süper grip” çocuklarımızın peşini bırakmıyor. Havaların soğuması ile birlikte, soğuk algınlığı ile başlayan mevsimsel grip (influenza), tam iyileştim derken domuz gribine dönüşüyor. Domuz gribi bitti derken Covid-19.. Özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan yaygın, bulaşıcı bir virüs olan RSV de özellikle çocuklarda çok sık görülüyor ” diye konuştu.
“Süper gribe karşı propolis takviyesi”
Propolisin virüslere karşı doğal bir koruyucu olduğunun altını çizen BEE’O Propolis Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, propolisin virüsler üzerine etkileri ile ilgili bilimsel çalışmaları aktardı.
2021 yılında, Tahran’da yapılan randomize klinik bilimsel bir çalışmada, Covid -19 hastalarında propolis içeren karışımın etkilerinin değerlendirildiğini anlatan Samancı, “Bilimsel çalışma, 18-75 yaşları arasındaki Covid -19 şüphesi olan 50 kişi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, her grupta 25 kişi olmak üzere rastgele iki gruba ayrılmıştır. Deney grubundaki katılımcılara, 450 mg propolis içeren 10 ml şurup, 6 gün boyunca ve günde üç kez olmak üzere verilmiştir. Kontrol grubunda yer alan katılımcılar ise hiç propolis almamıştır. Bilimsel çalışmada, Covid -19’un kuru öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, göğüs ağrısı, ateş, baş dönmesi, baş ağrısı, karın ağrısı ve ishal gibi klinik semptomlarının, propolis içeren şurup verilen grupta, hiç propolis almayan gruba göre azaldığı görülmüştür” ifadelerini kullandı.
“Propolis takviyesi yapılabilir”
Literatürdeki güncel makalelerden özet bilgiler aktarmaya devam eden Dr. Samancı sözlerine şöyle devam etti: “2021 yılında İtalya’da yapılan tek merkezli, randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir klinik çalışmada, propolis ekstraktının hafif üst solunum yolu enfeksiyonu üzerine etkileri incelenmiştir. 8 hafta süren bu çalışma, hafif üst solunum yolu enfeksiyonu algılayan 122 sağlıklı yetişkin üzerinde yürütülmüştür. Katılımcılar 2 gruba ayrılmıştır. Deney grubunda yer alan 58 kişiye toplam polifenol içeriği 15 mg/ml olan propolis oral sprey, beş gün boyunca günde üç kez 2-4 puff (12-24 mg polifenol/güne karşılık gelir) olmak üzere uygulanmıştır. Kontrol grubunda yer alan 64 kişi ise hiç propolis almamıştır. 3. günde, deney grubundaki propolis alan katılımcıların yüzde 83’ünde semptomlarda gerileme görülürken, kontrol grubundaki hiç propolis almayan katılımcıların yüzde 72’sinde en az bir semptom kalmıştır. Sonuç olarak; hem bakteriyel hem de viral kaynaklı hafif üst solunum yolu enfeksiyonlarında, farmakolojik tedavi kullanmadan hastalık süresini kısaltmak ve semptomları azaltmak için propolis takviyesi kullanılabilir.”
“Bağışıklık sistemi güçlü olmalı”
Dr. Elif Pınar Çakır ise pandemi sürecinde de görüldüğü gibi bağışıklık sistemini güçlü tutmanın her mevsim önemli olduğunu kaydetti.
Küçük yaşlardan itibaren çocukların yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazanmasının sağlanması gerektiğinin altını çizen Çakır ” Erken yaşlardan itibaren, vitamin ve mineraller bakımından zengin taze sebze ve meyve tüketimi ve çeşitliliği, daha güçlü bir bağışıklık sistemi demek. Taze meyve ve sebzelerin yanında probiyotik gıdalara soframızda yer açmak çok önemlidir. Araştırmalar probiyotik içerikli gıdaların bağışıklık sistemimiz için faydalı olduğunu göstermektedir. Probiyotik besin tüketimiyle birlikte bağırsaktaki yararlı bakterilerin çoğalması, zararlıların yerleşmesini önler. Bu nedenle bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve bağırsak sağlığımız için kefir ve Anadolu arı ekmeği gibi doğal probiyotik gıdaların tüketimi faydalı olacaktır. Güçlü bir bağışıklık için atacağımız en önemli adımlardan bir tanesi de bol su tüketmektir. Doğal bir gıda takviyesi olan propolisin değeri de özellikle pandemi döneminde anlaşıldı. Özellikle Anadolu propolisi 15 farklı fenolik ve flavonoid içerdiği için diğer propolislere kıyasla en az 3 kat daha yüksek antioksidan etki gösterir. Yapılan bilimsel çalışmalarda, propolisin virüsler üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Saf Anadolu propolisi içeren bir özütten çocukların her gün en az 10 damla, 11 yaş ve üzeri yetişkinlerin ise her gün en az 20 damla süt, su, meyve suyu, bal, pekmez, yoğurt gibi gıdalarla birlikte tüketmesi önerilir” ifadelerine yer verdi.