Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinden bölgeye gönüllü olarak giden 210 sağlık çalışanı, geceli gündüzlü çalışarak depremzedelerin yaralarını sardı.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, ‘yüzyılın afeti’ olarak nitelendirildi. Kahramanmaraş başta olmak üzere toplam 11 ili etkileyen depremler, büyük hasar ve can kayıplarına neden oldu. Bir ülke büyüklüğündeki alanı sarsan ve açığa çıkardığı enerji 500 atom bombasının etkisine sahip olan deprem felaketi, hafızalardan silinmeyecek derin yaralar bıraktı.
Salgın sürecinde olduğu gibi afet döneminde de büyük rol üstlenen sağlıkçılar, deprem bölgesinde de büyük bir mücadele verdi. Depremin ilk saatlerinden itibaren Van İl Sağlık Müdürlüğü koordinesiyle bölgeye hareket eden sağlık çalışanları, alana ulaşır ulaşmaz enkazdan çıkarılanların imdadına yetişti. Depremden etkilenen meslektaşlarından görevi devralan 210 gönüllü sağlıkçı ile uzman hekim, Malatya başta olmak üzere bölgede önemli bir görevi başarıyla yerine getirdi. Bölgeden dönüş yapan gönüllü sağlıkçılar için Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir ‘teşekkür’ programı düzenlendi. Programa katılan sağlıkçılar, orada yaşadıkları anları anlattı. Sağlıkçılar, dönüş yapmalarına rağmen kalplerinin hâlâ deprem bölgesinde olduğunu söylediler.
“Bir hastaneyi çevirecek düzeyde gönüllü başvurusu oldu”
İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak depremin ilk gününden itibaren ekip olarak reaksiyon gösterdiklerini belirtti. Özellikle depremden ağır etkilenen illerin başında olan Malatya’da görev yaptıklarını ifade eden Başhekim Sarıkaya, “Van İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş ekiplerle beraber ilk etapta 100’e yakın sağlık ekibiyle beraber bölgeye hareket ettik. Biz ağırlıklı olarak Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Battalgazi Devlet Hastanesinde çalıştık. Bazı arkadaşlarımız Adıyaman’da, bazı arkadaşlarımız daha sonra da Kilis ve diğer illerde de görev aldılar. Bu arkadaşlarımızın tamamı gönüllü ekiplerdi. Biz ilk çağrıyı yaptığımızdan itibaren hastanemizin neredeyse bir hastaneyi çevirecek düzeyde gönüllü başvurusu oldu. Hâlihazırda 210 civarında çalışanımız bölgede görev yaptı. Şu anda 200’e yakın gönüllü bir ekibimiz de sırada bekliyor” dedi.
“Buraya geldik ama kalbimiz hala orada”
Ailelerini bırakarak direkt deprem bölgesine hareket ettiklerini dile getiren Hemşire Cengiz Turan ise “2011 yılı depremini Van’da yaşamıştık. Öncelikle bu depremi yaşadığımız için depremin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Birçok ekip arkadaşımız burada eşini ve çocuğunu bırakıp hiçbir şey düşünmeden direkt bölgeye intikal etti. Bölgedekilerin yaralarını sardık. Umarım onlara az da olsa yardım edebilmişizdir. Biz buraya geldik ama kalbimiz hala orada. Her an onları düşünüyoruz. Allah hepsine yardım etsin. Bir daha yaşanmaması dileğiyle” diye konuştu.
“İnsanlara çare olmak istedim”
Ailesinin de depremzede olduğunu söyleyen Nisanur Köse isimli ebe de “Ben Adanalıyım. Benim ailemde depremzede. O yüzden ben kendimi çok çaresiz hissetmiştim ve gönüllü oldum. Çünkü ailem de aynı şeyleri yaşadı. Şu an hala dışarıdalar. Psikolojik olarak çok kötüler ve o yüzden ben de kendimi burada çok çaresiz hissettim. Yanlarına gidemedim. O yüzden kendim deprem bölgesinde gönüllü oldum. En azından başka insanlara çare olmak istedim. Kendi ailem de olabilirdi. Allah’a şükür iyiler ama hani bu psikoloji çok kötü bir şey. O yüzden yardım etmek istedim” şeklinde konuştu.