Sarımsağın bağışık güçlendirici, koruyucu, kilo kontrolü için kuru baklagillerin, soya ürünlerinin kansere yakalanma oranını düşürdüğüne değinen Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, Hint ve Çin tıbbında önemli bir yere sahip olan zerdeçalın içerdiği kurkumin yardımıyla kanserli hücrelerin vücutta yayılmasını önlediği düşünüldüğünü söyledi.
Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, beslenme ve kanser ilişkisi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde bazı besinlerin hücreleri kansere sebep olan toksinlerden önemli ölçüde koruduğunu söyledi.
Düzenli olarak tüketilmesinde fayda olduğu görülen besinleri anlatan Özbay, ” Vitaminler, tüm hastalıklarla mücadelede büyük önem taşıyor. Bilim insanları, antioksidan özelliği bilinen C vitamini yetersizliğinin kanser oluşumu ile ilgili olabileceği düşünüyor. Bu nedenle portakal, mandalina, kivi gibi meyvelerin yanı sıra maydanoz, turp, yeşil biber gibi C vitamini yönünden zengin diğer sebzelerin de sofralarda mutlaka bulunması öneriliyor. Ayrıca domates de çiğ olarak tüketildiğinde “likopen” içeriği sayesinde kanserden korunmada etkili bir besin olarak dikkat çekiyor”dedi.
Çiğ sarımsağın sırrı
Bilgi vermeyi sürdüren Özbay,” Yapılan araştırmalar bize sarımsağın bağışıklığı güçlendirici ve kanserden koruyucu etkisinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bu olumlu etki ise sarımsakta bulunan “allisin” isimli bileşende saklı. Sarımsağın bu özelliğinden yüksek oranda faydalanmanın sırrı ise pişirilmeden ezilip, çiğ olarak yenilmesinden geçiyor. Zeytinyağı da bağışıklık sisteminin dostu. Zeytinyağı bol miktarda E vitamini içeriyor. Bu sayede hem kanser oluşumunu engelliyor hem de bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Bundan dolayı yemek hazırlarken yağ tercihinin kilo kontrolü açısından aşırıya kaçmamak koşulu ile zeytinyağı yönünden yapılması önem taşıyor”diye konuştu.
Kilo kontrolü için kurubaklagiller
Kanserden korunmak için normal vücut ağırlığında olmanın önemli bir etken olduğuna dikkat çeken Özbay,” Mercimek, barbunya, kuru fasulye, nohut gibi kurubaklagiller posaları sayesinde kan şekerini dengelemede önemli bir yere sahip olduklarından tokluk süresini uzatarak kilo kontrolüne yardımcı oluyorlar. Omega-3’de koruyor. Sardalya, somon, uskumru, palamut, lüfer gibi balıklar sahip oldukları yüksek orandaki yağ asitleri (Omega-3) sayesinde kansere karşı koruyucu etkiye sahip besinler arasında önde geliyor. Bu nedenle balığa, ızgara ve buğulama gibi pişirme yöntemlerini kullanarak haftada 2-3 kez yer sofralarda vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Soya ürünleri riski azaltıyor, zerdeçal yayılımı önlüyor
Soya ve soya ürünlerinin çokça tüketildiği Asya kıtası ülkelerinde kanser vakalarının daha az görüldüğüne vurgu yapan Özbay, “Ancak araştırmalar soya ürünlerinin kanser riskini azalttığını gösterse de özellikle soya sosunu ve yağını kilo kontrolü açısından dikkati tüketmekte yarar bulunuyor. Kurkumin, zerdeçal bitkisine ve baharatına rengini veren ana madde olarak öne çıkıyor. Asırlardır geleneksel şekilde Hint ve Çin tıbbında önemli bir yere sahip olan zerdeçalın içerdiği kurkumin yardımıyla kanserli hücrelerin vücutta yayılmasını önlediği düşünülüyor” diyerek sözlerini tamamladı.