Muğla’nın Bodrum ilçesinde bulunan 600 yıllık Türkmen köyünü gezen Aydınlı doğaseverler, tarihi bölgenin korunması çağrısında bulundu.
Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) her hafta düzenledikleri gezi turlarının bu haftaki durağı Muğla’nın Bodrum ilçesi oldu. Yalıkavak’ın eski yerleşimlerinden biri olan ve Bodrum’un 600 yıllık tarihiyle terk edilmiş Sandima Köyü’nü gezen Aydınlı doğaseverler, bölgenin bütüncül olarak korunması ve korunarak kullanılması için yetkililere çağrıda bulundu. Bölgenin eski doğallığını artık kaybetmeye başladığına da dikkat çeken EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “O harika evlerin ve içindeki sanat eserlerinin yaşatılması için mutlaka bir şeyler yapılmalı” dedi.
Her zaman olduğu gibi doğa ve kültür gezilerinin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, gezi ile ilgili bilgi vererek “Her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiğimiz Bodrum etkinliği için, yarımadanın en güzel yerlerinden biri olan Yalıkavak bölgesine gittik. 2004 yılından beri Bodrum’un hemen her yerini gidip, güzelliklerini ve hemen her yıl değişen doğal peyzajını gözlemliyoruz. Bu yıl eski bir Türkmen köyü olan Yalıkavak sırtlarında kurulu Sandima’ya gittik. Bütün turizm kentlerinde olduğu gibi hemen her tepesinin inşaatlarla dolduğu görülen Yalıkavak’ın bozulmayan ender yerlerinden biri olan Sandima’yı gezdik. Eskiden toprak yolla gidilen Sandima’ya artık köyün yanına kadar parke taşla döşenmiş yolların yapıldığını, eski yıllarda atlarla ve eşeklerle gidilen yolda, beton mikserlerin ve model araçların dolaştığını gördük. Eski yıllarda tırlarla ihraç edilen mandalinlerin yetiştiği coğrafyada, mandalin isimli sitelerin çoğaldığını gördük. Kuş sesleri içinde birbirinden güzel çiçeklerle bezenmiş harika bitki topluluklarının ve ağaçların çevrelediği Sandima’nın yanına kadar gelen inşaat kepçelerinin çalışmalarını kaygıyla izledik. Sandima’ya hayat veren ve korunması için mücadele eden, köyün harabe evlerinden birini satın alarak eşiyle birlikte düzenleyip bir sanat merkezine dönüştüren köyün gönüllüsü İsmail Erkoca’nın vefatından sonra, o harika evin ve içindeki sanat eserlerinin yaşatılması için mutlaka bir şeyler yapılmalı diye düşündük. Umarız o eski hatıraların yaşatılması ve Sandima’nın bütüncül olarak korunması ve korunarak kullanılması için Bodrum Belediyesi bir proje geliştirir” dedi.
“Bodrum, adeta küçük İstanbul’a dönüşmüş”
Gezi boyunca Çökertme türküsünün hikayesini de dinlediklerini ifade eden Sürücü; “Yalıkavak’ta deniz kıyısında dinlendikten sonra, ünlü Bodrum türküsü “Çökertme”nin hikayesinin kahramanları olan Çakırgözlü Gülsüm ve Halil Efe’nin heykellerinin yanında bu hazin aşk hikayesini dinledik. Yalıkavak’tan sonra, adeta küçük bir İstanbul’a dönüşen Bodrum’a geldik. Şehrin en güzel yerinde bulunan Saint Jean Şövalyeleri tarafından üç tarafı denizle çevrili kayalık bir yarımada üzerine inşa edilen Bodrum Kalesi’ni gezdik. Profesyonel turist rehberimiz Hakan Bahçecioğlu’ndan kalenin tarihini ve geçmiş medeniyetlerin yaşanmış hikayelerini dinledik. Kalenin ilginç yerlerini ve kulelerini dolaşarak birbirinden değerli eserlerini gördük. Karyalı Prenses’in lahitten çıkan iskeletinin İngiltere Manchester Üniversitesi’nde etlendirilen yeni bir yüz tanıma tekniğiyle oluşturulan balmumu heykelini inceledik. Yeni bir turizm sezonuna hazırlanan Bodrum’un sokaklarını dolaştıktan sonra Kuşadası’na geri döndük” şeklinde konuştu.