Gazi Üniversitesi’nde görev yapan Öğretim Görevlisi Semin Altınbaş, kendi imkanlarıyla kampüsteki 8 köpeğin bakımlarını üstlendi.
Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışan Semin Altınbaş’ın kampüsteki köpeklere duyduğu sevgi adeta iç ısıtıyor. Haftanın 5 günü düzenli olarak kampüsteki köpekleri besleyen Altınbaş, kendi imkanları ve Gazi Üniversitesi’nin desteğiyle yaptıkları barınaklarla da hayvanların güvende kalmasını sağlıyor. Altınbaş, köpeklerin ilaçlarını ve yemeklerini Gazi Üniversitesi’nde kurulan ‘Gazi’nin Patileri’ topluluğuyla birlikte karşılıyor.
“Gazi’nin Patileri topluluğuyla güçlerimizi birleştirdik”
Yaklaşık 10 yıldır kedilerle ilgilendiği belirten Semin Altınbaş, köpeklerin kampüste doğum yaptıklarını öğrendikten sonra köpeklerle ilgilenmeye başladığını belirterek, “Bir ay direnebildim. Bir ay sonra hemen el atmam gerektiğini düşündüm. O sıralarda da Gazi’nin Patileri öğrenci topluluğu kurulmuş. Ben tek başıma bir şey yapamayacaktım. O yüzden güçlerimizi birleştirmeye karar verdik. Birlikte onların her şeyiyle ilgilenmeye çalışıyoruz. Kedilerimiz, köpeklerimiz, kuşlarımız her şeyimiz mevcut. Bu alan, bu yıl rektörümüz tarafından yapıldı. Rektörümüz, rektör yardımcılarımız, idari daire başkanlığımız hep onay verdiler. Böyle güzel bir alan yaptık. Kulübeleri bundan zannedersem dört yıl kadar önce Mimarlık Fakültesinden Prof. Dr. Güçlü Yavuzcan hocamız yapmıştı. Bu proje doğrultusunda kulübeleri yaptılar bize bağışladılar. Şimdi kulübelerin tekrar gözden geçirmelerini Yapı İşleri Daire Başkanlığı sağ olsun destekliyorlar ve tekrar yapım aşamasındalar tekrar düzenleme aşamasındalar. Daha önce üniversitenin giriş kısmında yer alıyorlardı. Ama orada yabancı köpeklerin saldırısına uğruyorlardı, yabancı insanlar girebiliyordu. Bunlardan korumuş olduk. Korkan öğrencilerimiz vardı ondan korumuş olduk” dedi.
“Köpeklerin bakımı için anlaşmalı veterinerimiz var”
Kampüsteki köpeklerin tedavilerini ve pansumanlarını gerekirse öğrencilerle birlikte kendilerinin yaptıklarını belirten Altınbaş, “Onun dışında anlaşmalı veterinerimiz var. O veterinerler vasıtası ile eğer önemli bir sıkıntıları olacak olursa onlardan yardım alıyoruz. Toplam 23 köpek vardı. Bunlardan biri alanı terk etti, biri kaçırıldı, iki tanesi vefat etti maalesef geçen yıl. Geri kalan 11 köpeğimizi de sahiplendirdik. Gazi’nin Patileri öğrenci topluluğu sözleşme karşılığında sahiplendiriyor. O yüzden köpeklerimizin takibini yapabiliyoruz. İsteyen olduğunda araştırma yapıp güvenli bulduğumuz takdirde biz onları da sahiplendirmek istiyoruz” diye konuştu.
Bu alanın yapılması fikrinin Gazi Üniversitesi Rektörü Musa Yıldız ve yardımcılarından geldiğini belirten Altınbaş, kendilerinin de böyle bir alan istediklerini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
“Kampüsten bayağı uzak bir köşesinde. Yabancı köpeklerin bulamayacağı bir yer. Bu alandan sonra zaten kendisi ile yaptığımız görüşmelerde hayvanların yemek ihtiyacı için bütün yemekhanelerden yemek toplayabileceğimizin garantisini verdi. İzinler alındı ve zaten toplanıyor da. Hayvanların yemeyeceği yiyecekler olduğu zaman bizler yemeklerini hazırlıyoruz, biz veriyoruz proteinlerini mutlaka. Onun dışında rektör bey kesinlikle şey olmasını talep etmedi tabi ki hayvanlar kapalı bir yerde kalsın mantığı onda da yoktu. Biz olamayacağını söylemiştik hayvanlar da özgürdür diye. Sağ olsun o da sadece akşamları kapalı kalmasını düşündü. Sokak köpekleri geceleri yaşayıp gündüzleri uyur ama geceleri üniversitemizde dersler devam ettiği için korkanlar olabiliyor, bizim çocuklarımız bunlar da korkabiliyor. O yüzden dedik ki biz akşamları koyalım herkes mutlu olsun. Gündüz zaten kampüs içinde dolaşıyorlar.”
“Buradaki miniklerle köpek fobimi aştım”
Gazi Üniversitesi öğrencisi ve topluluk üyelerinden olan Nazlıcan Keskin, Gazi’nin Patileri topluluğuyla açılan stantta tanıştıklarını ifade ederek, “Zaten köpekleri, kedileri çok severim ama bir tık köpek fobim vardı açıkçası çok yaklaşamıyordum. Ama buradaki miniklerle onları aştım bu fobiyi. İşi gücü bırakıp bunları sevmeye ya da beslemeye falan gelesim geliyor. Hayvanlarımız için eski kapları yıkıyoruz, yenilerini koyuyoruz, ilaçları verilmesi gerekiyor ilaçlarını veriyoruz ki zaten ilk girdiğimizde bizi çok sevgiyle karşılıyorlar yani onu hissedebiliyoruz. Dışarı salındıkları zamanda derslerimiz falan boşsa karşılaşıyoruz ve açıkçası hiç bitmesin istiyorsunuz o teneffüs. Çünkü onların sevgisini hissetmek, onların yanınızda olduğunu bilmek çok güzel bir şey bence. Her şeyleri ile ilgileniyoruz” şeklinde konuştu.