Kapalı yöntemle yapılan akciğer ameliyatlarının, kanserin erken teşhis ve tedavisinde avantaj sağladığı bildirildi.
Akciğer kanseri, dünyada kanser türleri arasında en sık görülen ve ölüme neden olan kanser türü olarak ilk sırada yer alıyor. Akciğer kanserinin oluşmasında genetik faktörler, radon gazı, asbest, çevresel toksinler gibi faktörler de sorumlu olmakla birlikte özellikle ülkemizde en önemli nedenini tütün ve sigara kullanımı oluşturuyor. Tütün kullanımını azaltmak ve konunun önemine dikkat çekmek amacıyla “17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” olarak belirlendi.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de erken teşhis ve müdahale önem taşıyor. Gelişen cerrahi yöntemler ile birlikte bu konuda özel eğitimler almış cerrahlar tarafından uygulanmaya başlayan “kapalı yöntem cerrahileri” tedavi sürecinde başarı ve sağ kalım oranlarını arttırıyor.
Başkent Üniversitesi Adana Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, VATS (video-torakoskopi ) olarak isimlendirilen video yardımlı göğüs cerrahisinin, hastaların yatış süresini yüzde elli azalttığını belirterek, “VATS, hastaların normal yaşamlarına daha hızlı dönebildikleri, küçük kesilerle ve özel aletlerle yapılan bir minimal invaziv cerrahi yöntemidir. Minimal invaziv yöntemler, cerrah ve hastaya sağladığı avantajlarıyla son yıllarda tüm cerrahi branşlarda olduğu gibi göğüs cerrahisinde de tercih edilmektedir” dedi.
“Kapalı cerrahi yöntemler ile daha hızlı iyileşme sağlanıyor”
Kapalı akciğer ameliyatlarının 2 cm’lik küçük bir kesi ile yapılabildiği, az ağrılı ve hızlı iyileşme sürecinden dolayı hastalar tarafından daha kabul edilebilir bir yöntem olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, şunları kaydetti:
“VATS sağladığı avantajlar nedeniyle akciğer kanserinin erken tanı ve tedavisinde başarı oranını arttırıyor. Daha az kanama, düşük enfeksiyon riski ve daha küçük yara izi de minival invazif cerrahinin avantajları arasında sıralanabilir.
Erken evre kanserlerde, akciğerde ne olduğu bilinmeyen bir takım bozuklukların teşhisinde, göğüs boşluğunda gelişen sıvıların teşhis ve tedavisinde, içeride sıvı birikiminde, uygun olan her hastaya bu yöntemi uygulayabiliyoruz. Tümörün çok büyük olduğu durumlarda bu yöntemi kullanmayı tercih etmiyoruz.
Kamera sistemi görüntüyü büyütüyor ve 3 boyutuyla cerraha alan derinliği sağlıyor. Göğüs boşluğunun her noktasına ulaşmak zor olduğu için, direk bakı ile göremeyeceğimiz yerlerde görüntü olanağı sağlıyor. Bu sebeple bazı açık ameliyatlarda da kamera kullanabiliyoruz. Cerrahın tecrübesine göre kapalı ameliyatlar açık ameliyatlara göre daha hızlı da yapılabiliyor.”