Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, deprem bölgesinde şu ana kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgınına rastlanmadığını belirterek, “Valilik ya da Kaymakamlıkların ‘musluk suyu içilebilir’ duyurusuna kadar içme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli, şebeke suyu temizlik vs. için kullanılmalıdır” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Hatay’da bulunan Sahra Hastanesi’nde açıklamalarda bulundu. Afetin ilk gününden itibaren Hatay’da hizmetleri aksamaması için gayret ettiklerini vurgulayan Bakan Koca, “Yaşadığımız bu büyük afetin gerçekleşmesi dakikalar sürse de sebep olduğu yıkımın tamiri, geride bıraktığı yaraların iyileşmesi zaman alacak. Tüm gayretimiz yaralarımızı en kısa sürede sarmak ve afeti yaşayan kardeşlerimizin maddi manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bakanlığımızın üzerinde önemli bir sorumluluk bulunmaktadır. Bu sorumluluğun bilinciyle en titiz çalışmaları yürüttüğümüzün bilinmesini isterim. Afetin ilk anında üzerimize düşen en kritik görev sağlık tesislerimizi faal hale getirmek ve yaralılarımıza en kısa sürede ulaşıp sağlık hizmetini ulaştırmak oldu. Hamdolsun sağlık sistemimiz her yaralıya ulaşacak acil durum reaksiyonunu gösterebildi. On binlerce sağlık personelimiz görevini layıkıyla yerine getirerek milletimizin yarasını sarmaya gayret etti” şeklinde konuştu.
“Suların analizlerini düzenli olarak yapıyor ve bakiye klor miktarını ölçüyoruz”
Depremin ardından halk sağlığı krizi yaşanmaması için çalışmalar yürüttüklerini anlatan Koca, köylere doktor, ilaç ve yardım malzemelerinin götürüldüğünü vurguladı. Afetlerden sonra en büyük riskin salgın hastalık tehlikesi olduğunun altını çizen Koca, “Bu kapsamda toplu alanların dezenfekte edilmesi kemirgen ve haşerelere karşı ilaçlanması çalışmalarını aralıksız sürdürüyoruz. Salgınlara sebep olabilecek en kritik konu içme suyu güvenliğidir. Suların analizlerini düzenli olarak yapıyor ve bakiye klor miktarını ölçüyoruz. Eksik olan yerlerde süper klorlama yapıyoruz. Depremin ilk günlerinde bulaşıcı hastalıklar açısından tanı koyabilecek mobil laboratuvarlarımız ile su hijyeni açısından inceleme yapmak üzere mobil su laboratuvarımızı bölgede çalıştırmaya başladık. Deprem bölgesindeki şehirlerde şebeke suyu klorlanmakta ve bakiye klor ölçümleri ve mikrobiyolojik incelemeler yapılmaktadır. 6-17 Şubat tarihleri arasında deprem bölgesinde 8 bin 379 noktada bakiye klor ölçümü yapılmış olup yüzde 81,54 oranında bakiye klor oranı uygun olarak görülmektedir” diye konuştu.
“İçme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli”
Hatay’da Antakya ve Defne ilçeleri dışında deprem illerinde şebeke suyu verildiğini söyleyen Koca, “Hatay’da Antakya ve Defne ilçelerinde kontrollü olarak şebeke suyu sağlanmakta sağlanamayan yerler için tanker ile su verilip, tankerlerde klorlama yapılmaktadır. Hatay dışındaki bütün illerde süper klorlama yapılmış olup klorlamaya devam edilmektedir. Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Urfa, Kilis ve Osmaniye’de belediyeler de sistemsel klorlama yapmakta olup sahada ekipler uygun görmedikleri yerlerde klor tablet ile de klorlama yapmaktadır. Bununla birlikte şebeke hasarları ve kaynakta meydana gelen olumsuzluklardan dolayı su kalitesinde uygunsuzluklar yaşanabilmektedir. Valilik ya da Kaymakamlıkların ‘musluk suyu içilebilir’ duyurusuna kadar içme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli, şebeke suyu temizlik vs. için kullanılmalıdır. Malatya ilimizde şebeke suyu mevcut olmasına rağmen, kaynakta sıkıntı olduğundan, süper klorlama etkin olmamaktadır. Sudaki bulanıklığın azaldığı görülmektedir. Halk sağlığı laboratuvarlarımızda 06-17 Şubat tarihleri arasındaki analizi tamamlanan 2 bin 632 su örneğinden yüzde 77’ si mikrobiyolojik olarak uygun olarak raporlanmıştır” açıklamalarında bulundu.
“Bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır”
Bölgede bulaşıcı hastalık veri ve analizlerinin düzenli olarak takip edildiğini belirten Bakan Koca, “Bu kapsamda bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır” dedi.
Bakan Koca konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Devleti var eden bu aziz millettir. Devletin kalbi, milletin yarası neredeyse orada atmaktadır. Millet de Devlet de buradadır. Birlikte uyandığımız afet sabahının yaralarını hep birlikte saracağız. Hiçbir vatandaşımız yalnız değildir. Her bir depremzedemiz iyileşene kadar, normal hayata dönene kadar tüm imkanlarımızla burada olacağız.”