Ramazan Bayramı öncesinde, şehit ailelerinin ilk durağı yine şehitlikler oldu. Aileler evlatlarının kabirleri başında dua etti.
Ramazan Bayramı öncesinde şehit aileleri ilk soluklarının yine evlatlarının kabirleri başında aldı. Cebeci Askeri Şehitliği’ne gelen şehit aileleri ve yakınları mezar taşlarını yıkayıp, mezarlara çiçek bıraktı. Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı da şehitler için Kur’an-ı Kerim’ tilaveti gerçekleştirdi. Tilavetin ardından şehitler için dua okundu.
“Hala inanmıyorum”
Şiirt’de şehit olan Uğur Kahriman’ın babası Zülkarni Kahriman da her yıl şehitliğe gelerek oğlunun mezarı başında dua eden ailelerden birisi. Sağlık problemleriyle uğraşan Zülkarni Kahriman’ın eşi ise bu yıl oğlunun mezarına gelemedi. Bir tane evlatlarını şehit verdiklerini belirten Kahriman, “Şehidimiz Üniversite mezunuydu. Siirt’te 8 ay askerlik yapıp şehit oldu. Buradan İzmir’e gitti, Siirt’e gönderdiler, göreve giderken pusuya düşürdüler. Orada şehit oldu. Zaten bir taneydi. Ocağımız söndü. Nasibimizi kesti yani PKK’lılar. Neslimi tüketti bunlar. Tek çocuğumda soy ismim bitti. Bunlara terörist değil diyorlar. Terörist değiller de benim oğlumu niye pusuya düşürdüler? Ben ona gül gibi baktım, 22 yaşında askere gönderdim. Uçakla gönderdim uçakla tabutu geldi. Daha dün olmuş gibi; ben balkona çıkıyorum hala gelecek gibi oluyor. Ha şurada geldi gelecek diyorum. İnan hala geçecekmiş gibi. Hala inanmıyorum” diye konuştu.
“Nereye gitsem aklımda, daha dün gibi”
Evlat özleminin geçmediğini belirten Kahriman, “Özlemez olur muyum? Bir dakika aklımdan çıkıyorsa şerefsizim. 1996’dan bu yana bir dakika aklımdan çıkmıyor. Nereye gitsem aklımda, daha dün gibi. Sabahı zor ettim geldim evden buraya. Allah kimsenin başına vermesin” ifadelerini kullandı.
“Terörün Allah belasını versin”
Teröre lanet okuyan Kahriman konuşmasına şöyle devam etti:
“Terörün Allah belasını versin. PKK diyemeyenlerin de Allah belasını versin. Terörü her zaman lanetliyoruz biz. Terörü lanetlemeyenin de Allah belasını versin. Teröre el uzatan milletvekilleri var Allah onları da lanet etsin. PKK terörist değil diyorlar, PYD’ye terörist değil diyorlar bizim çocuklarımızı kim şehit ediyor? ‘Biz Kürtleri savunuyoruz’ diyorlar, Kürtler bizim kardeşimiz, Kürt komşularım var kapımı açıp gideyim 10 sene sonra evime yine bir şey olmaz. Bunların Kürt ile ilgisi yok. Benim oğlum şehit olmadan önce ben bir kere doktora gitmiş değilim. Sağlığım yerindeydi. Sabah 8 tane hap yutup geldim. Her türlü hastalık var”
“Hala oğlumu hayalimde yaşatıyorum”
30 yıl önce şehit olan Mehmet Altanlar’ın annesi Meryem Altanlar ise 30 yıldır evladının hayaliyle yaşadığını dile getirerek, “30 yıl oldu,93 yılının 24 Aralık ayında şehit oldu. Hala oğlumu hayalimde yaşatıyorum. Hep benimle geziyor, yani gözümün önünde. Evde de öyle, mesela gezdiği yerler hep gözümün önünde. Boyu posu hala gözümün önünde. Hiç gözümün önünden gitmedi, hep onun hayaliyle. 30 senedir onun hayaliyle yaşıyorum” ifadelerini kullandı.
“Çocuğum şehit olunca 5 sene yataktan çıkmadım”
Evladını şehit verdikten sonra yaşadığı yaşadığı zorlukları anlatan Altanlar, “Bu çocuğum şehit olunca 5 sene yataktan çıkmadım. Gün görmeyeyim, güneş görmeyeyim, yağmur, kar görmeyeyim, işi görmeyeyim diye. Hep başımı yatağa saklıyordum. Ama başa gelen çekiliyor demek ki. Gene ayağa kalktım, gene ha 30 senedir yaşıyorum. Ben yaşayamam diyordum ama demek ki ömür olunca bir şey olmuyor. Ben bunsuz yaşayamam diyordum. Zaten iki 3 tane oğlum var ama bu ortancaları iyiydi. Yani öbürlerine benzemiyordu. Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü’nü okumuştu. Gayret etti 4 senede bitirdi üniversiteyi. Erken geleyim diye izine gelmedi. Bir ay izni vardı ama gelmedi erken tezkereyi almak için. Öyle özlemli gitti ki ama her şeye dayanıyordum erken gelecek diye. Gele gele tabutlu geldi” şeklinde konuştu.
“Askeriye hiç bizi yalnız bırakmıyor”
Milli Savunma Bakanlığı ve Devlet organlarının, şehit ailelerini yalnız bırakmadığına dikkati çeken Altanlar, “Askeriye hiç bizi yalnız bırakmıyor. Her zaman geliyorlar. Bayramlarda geliyorlar, iftara çağırdılar. Allah başımızdan eksik etmesin. Ordumuzu da askerimizi de ben buradan şimdi memlekete gidiyorum, dördüncü günü. Orada da yalnız kalıyorum ama nasıl kalıyorum? Yani Ordumuzun sayesinde kalıyorum. Orada beni yalnız bırakmıyorlar. Geliyorlar, gidiyorlar alıp götürüyorlar. Biz unutulmuyoruz işin doğrusu. Hiç unutulmadık şimdiye kadar. İnşallah bundan sonra da unutulmayız” ifadelerini kullandı.
Şehit yeğeni Yaren Yalçın ise amcasına söylemek istediklerini şu ifadelerle anlattı:
“Ben 10 yaşındayım. Ben Mehmet amcamın yeğeniyim ve onu çok seviyorum. Büyükbabamın erkek kardeşi oluyor. Onun hakkında şehit olduğu ve savaşırken öldüğü anlatılıyor. Onu çok özlüyorum. Buraya geldiğim için de çok mutluyum. Sen şehit olmak istedin ve ölmedin. Yani ölmemesini de çok isterdim ama ölmüş. O yüzden çok üzülüyorum. Onu söylemek isterdim”