Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezinden (DAUM) 25 kişilik ekip, Gaziantep’teki ilçelerde yapı stokunun incelenmesi ve hasar tespit çalışması için çalışma yapıyor. Çalışmada; yapıların genellikle briket duvarların örüldüğü yığma binalardan oluştuğu, çatı döşemelerin ağır betonarmeden yapıldığı ve taşıyıcı duvarların son derece zayıf olduğu saptandı.
DEÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü ve DAUM, 25 kişilik ekiple deprem bölgesi olan Gaziantep’teki ilçelerde yapı stokunun incelenmesi ve hasar tespit çalışması için AFAD koordinasyonunda çalışma yürütüyor. Ekip, Gaziantep’in yanı sıra depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde de çalışma yaptı. Gaziantep’in Yavuzeli ilçesine bağlı 16 köyde incelemeleri tamamlayan ekip, burada çarpıcı tespitlerde bulundu. Buna göre, köylerdeki yapıların genellikle briket duvarların örüldüğü yığma binalardan oluştuğu, çatı döşemelerin ağır betonarmeden yapıldığı ve taşıyıcı duvarları son derece zayıf bir olduğu saptandı. Öte yandan, sert bir zeminden oluşan ilçedeki resmi yapı statüsünde olan binaların durumunun iyi olduğu belirlendi. Köylerde hasar alan yapıların genel itibarıyla mühendislik hizmeti alınmadan, vatandaşların kendi imkanları ile yaptıkları evlerden oluştuğu da belirtildi.
Yığma binalar
DEÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Özgür Özçelik, “Ekibimiz, 3 farklı disiplinde hocaları barındırıyor. Gaziantep’teki ilçelerde yapı stokunun incelenmesi ve hasar tespit çalışmasını yürütmek üzere AFAD koordinasyonu ile bölgeye geldik. Kahramanmaraş Pazarcık ilçesinde fay hattının üzerinde olan yapıyı inceledik, Yavuzeli ilçesinin 16 köyüne gittik. Burada konut, resmi bina ve hastane okul, su depoları gibi kritik yapıların altyapıları incelendi. Kırsal Yavuzeli’nde ekseriyetle briket duvarların oluşturduğu yığma binalarla karşılaştık. Çatı döşemeleri de ağır betonarmeden yapılmıştı. Taşıyıcı duvarlarına baktığımızda son derece zayıf bir yapı türünden bahsedebiliriz” dedi.
Resmi yapılarda hasar yok
İlçenin zeminin kötü bir zemin olmadığını vurgulayan Özçelik, “İlçe sert bir zeminden oluşuyor. 16 köyde resmi yapı statüsündeki camiler, Kur’an kursları, okullar, ibadethaneler, taziye evleri ve sosyal tesisleri tek tek gezdik. Resmi binaların durumu çok iyiydi. Sadede bazı camilerin minarelerin alemlerinde çatlaklar gördük. Bir tek Yavuzeli Merkez Camii’nin alemi ve caminin kendisinde bir orta hasar tespit ettik. Sadece o camide boşaltma kararı aldık. İlçedeki hasar alan yapılar, genel itibarıyla mühendislik hizmeti alınmadan, vatandaşların kendi imkanları ile yaptıkları evlerden oluşuyordu. Gördüğümüz hasarlar, tekniğe uygun yapılmamış yığma banalar sebebiyle oluşmuştu ve işçilik de kötüydü” diye konuştu.
Projeye uygunluk kontrolleri
Özçelik, “Yapı denetim mekanizmasının son derece titizlikle işletilip bölgedeki orta katlı betonarme binaların imalat aşamasında projeye uygunluk kontrollerinin yapılması, gelecekte yaşanabilecek can kayıplarını önlemek için son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Bölge halkı bize kucak açtı”
Özçelik, depremzede vatandaşların kendileriyle çok ilgilendiklerini, ekip üyelerine kucak açtıklarını ve çalışmalarının devam ettiğini belirtti.