Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu ve yönetim kurulu üyeleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesinde çalışan maden işçilerini ziyaret etti. Mutlu, maden kazasında ihmali olanların en ağır cezayı alması için soruşturmayı yakından takip ettiklerini söyledi.
GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Ertan Kaya, Genel Mali Sekreter Volkan Yıldız, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, TTK Amasra Müessesinde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek, 14 Ekim’deki grizu faciasında hayatını kaybeden 42 madenci için tekrar başsağlığı diledi. Genel Sekreter Ertan Kaya, maden faciasıyla ilgili soruşturma ve çalışmalar hakkında bilgi vererek, “Burada 42 canımızı kaybettik. Savcının hazırlamış olduğu iddianame, polisin hazırlamış olduğu fezleke var. Takibini sizler adına yapıyoruz, yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz. Soruşturmanın takibinde gelişmeler oldukça sizlere bilgiler vereceğiz. Başımız sağ olsun” dedi.
GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu ise, faciada hayatını kaybeden 42 maden işçisini anarak başladığı konuşmasında, “Hepinizi sendikamız adına, genel başkanımız adına, şahsım adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Genel başkanımız Avrupa’daki sendikaların talebi üzerine burada yaşanan faciayı anlatmak üzere yurt dışında. Kendisinin sizlere çok selamı var. Öncelikle hepimizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun. 42 canımızı kaybettik. Canlar bizim canımız. Yaralı arkadaşlarımıza Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Olayın vuku bulduğu andan itibaren bugüne kadar hep beraber süreci takip ettik. Ve yaşayarak takip ettik, bunu hepimiz iliklerimize kadar yaşadık. Bu acıları 1983’te Armutçuk’ta, 1992’de Kozlu’da daha önce yaşamıştık. Bu bölgenin insanı bedeller ödeyerek ülkemizin ekonomisine can kattı, katkı sağladı. O bedelleri ödeyerek buraya geldik. Keşke olmasaydı dediğimiz son bedeli de hep beraber ödedik. En ağır şekilde sizler ödediniz. Bu bölgede çalışan bu bölgenin insanı ödedi” dedi.
“Ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz”
Mücadeleye devam edeceklerini belirten Mutlu, ne pahasına olursa olsun madenciler olarak üretmeye, ülkenin ekonomisine katkı vermeye devam edeceklerini söyledi. Mutlu, şöyle konuştu:
“Tabii ki şu bir gerçek savaşta cephede zaman zaman arkadaşımızı kucağımızda kaybedebiliyoruz. Çanakkale’de, ülkenin dört bir yanında terör örgütleriyle yapılan mücadelelerde atalarımız, büyüklerimiz, gazilerimiz kucaklarında arkadaşları şehit olduğu halde savaşmaya devam ettiler. Şehit verdik diye savaşmaktan vazgeçmediler. Bunu ülkemiz için yaptılar. Bize de düşen bugün bu cephede, üretim cephesinde canlarımızı vermiş olmamıza rağmen mücadeleye devam etmektir. Bugün ülkemizin kömüre ihtiyacı var. Dünyada enerji savaşlarının had safhaya çıktığı, mazlumların sömürüldüğü, insanların katledildiği bu şartlarda kömürün yer altında durma şansı yok. Ülkemizin ekonomisi için, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için kömürü yer altından çıkarmak zorundayız. Maalesef bedeller ödesek de, orada arkadaşlarımızı kaybetsek de biz yine oraya inip çalışmak zorundayız. Bunu hem çocuklarımızın geleceği, hem de ülkemizin geleceği için yapmak zorundayız. Bugüne kadar atalarımız böyle yaptı, bize de düşen vazife bu. Ağır bir vazife, zor bir vazife bunun farkındayız ancak ne kadar zor olsa da biz bu zorlukların üstesinden gelebilecek deneyime, birikime, bilgiye ve kültüre sahip insanlarız. Tabii ki hepimizin morali bozuk. Biz süreçlerin en sağlıklı şekilde sonuçlanabilmesi için ihmali olanların, genel müdüründen en alt kademeye kadar, bakanlığından en alttaki yetkiliye kadar kimin ihmali var ise olayın uzmanlar tarafından incelenerek, ihmali olanların en ağır cezayı alması için sendikanız olarak süreci takip ediyoruz, edeceğiz. Ancak bir yandan da müessesemizi yaşatmak zorundayız. Bu müessese buraya kadar ağır bedeller ödenerek geldi. En son ödediğimiz bedel belki de en ağırıydı. Bir yandan bu süreçleri takip de edeceğiz. Şehitlerimizin emanetleri bizlere emanettir. Biz sendika olarak sizler adına yapabileceğimizi yaptık, bundan sonra da en iyisini yapmaya devam edeceğiz. Biz bu işin ardından şunu yaptık bunu yaptık diye her şeyi anlatamıyoruz, anlatamayız. Bizler sorumluluk sahibi insanlarız. Birileri çıkıp basında, sosyal medyada sendikanızı veya bizleri, kurumumuzu eleştirebilir ama bu iş yeri, bu sendika da hepsi bizim. Hepsine sahip çıkmak bizim boynumuzun borcu. Biz vazifemizi en iyi şekilde icra edip, üretime de bir yandan devam edeceğiz. Müesseseniz bizim için çok değerli bir müessese. Bu kadar bedel ödendikten sonra bu müessesinin yaşaması hepimizin asli görevi. Bu müesseseyi yaşatmak için devlet görevlileri ve kurum yetkililerinin, bizlerin en iyi şekilde mücadele etmesi gerekiyor. Biz de her zaman olduğu gibi bundan sonra da müessesemizi ayakta tutacak ve burada sizler ve sizden sonrakilerin ekmek yemesini sağlayacak, evine aş götürmesini sağlayacak şekilde mücadele edeceğiz. İki gün önce iş başı yaptınız. Yer altı şartları elverişli olmadığı için yer üstünde tertip ediliyorsunuz. Eğitime tabi tutulacaksınız. En kısa zamanda yer altında çalışma şartları sağlıklı bir duruma geldiğinde hep beraber inşallah üretime devam edeceğiz. Bu zamanlar tehlikeli zamanlar. Burada bizi bölmek, parçalamak ve yok etmek isteyen, Amasra Müessesinin kapatılmasını, özel sektöre devredilmesini isteyen kitleler için en uygun zaman bu zamandır. O cenah durmayacak, bu zamanda kargaşa oluşturup, lobi çalışması yapıp, bu müesseseyi kapatıp sizleri başka müesseseye göndermek için şeytani işlerini yapmaya devam edecekler. Bizlerin mücadelesi dünden bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bizi yok etmeye çalışanlarla mücadelemiz devam edecektir.”
GMİS Yönetim Kurulu’na ziyarette Amasra Şube Başkanı Birol Yalçın, Şube Sekreteri Ümit Çınar, Şube Mali Sekreteri Hüseyin Özerdoğan, Şube Teşkilatlandırma Sekreteri Hüseyin Çalışkan da eşlik etti.