Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu hakkında konuşan Avukat Cem Duman, “Bazı dönemlerde ülkemize karşı sergilenen menfur saldırılar sonucu özellikle sosyal medya paylaşımları ve haber kaynakları halk arasında korku ve paniğe sebep olmaktadır. Bu suç türü şikâyete tabi bir suç olmayıp resen soruşturma açılır. Bu suçun oluşması sonucu fail veya failler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılır” dedi.
Avukat Cem Duman, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu ve bu çerçevedeki sosyal medya paylaşımlarına değinerek, “Halkı galeyana getirmek, toplum içinde korku oluşturmak eylemleri Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen Kamu Barışına Karşı Suçlar Bölümü’ndeki suçlar (TCK m. 213-217) çerçevesindedir. Özellikle internetin gelişmesi ve sosyal medya kullanımının yaygınlaşması sonucu bir haberin yaygınlaşma hızı artmakta, konuya hâkim olmayan kişiler tarafından farklı yorumlanmasına sebep olmaktadır. Yeterli denetlenmeden, herkesin farklı bir yorum katması sonucu ilk paylaşım, önüne geçilemeyecek boyutlara ulaşmakta, ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Her ne kadar sosyal medya hesapları üzerinde yapılan paylaşımlar kişinin özgür iradesi içinde olsa da bazı kişi ve grupların kötü niyetleri sonucu kamu barışına ciddi zararlar verebilmektedir. Öyle ki tek bir uydurma paylaşım ve bunun yayılması sonucu halk sokağa dökülebilir, haksız eylemler baş gösterebilir. Dolayısıyla bu tür kötü niyetli eylemleri engellemek için TCK çerçevesinde bu suç düzenlenmiş, internet ve sosyal medyanın yaygınlaşması sonucu yeni kanun maddeleri eklenerek, yeni kanunlar çıkarılarak güncel tutulması amaçlanmaktadır. Örneğin; halk arasında ‘Dezenformasyon Yasası’ olarak bilinen, 18.10.2022 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan “7418 Sayılı Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, bu tür kötü niyetli eylemlerin önüne geçebilmek için düzenlenmiştir” ifadelerin kullandı.
“Bu paylaşımlar ile halk; devlete, topluma, bazı kesimlere karşı kin ve nefrete sürüklenmektedir”
Suçun oluşması durumunda hapis cezasının verilebileceğinden bahseden Duman, “Bazı dönemlerde ülkemize karşı sergilenen menfur saldırılar sonucu özellikle sosyal medya paylaşımları ve haber kaynakları halk arasında korku ve paniğe sebep olmaktadır. Bu paylaşımlar ile halk; devlete, topluma, bazı kesimlere karşı kin ve nefrete sürüklenmektedir. Bu tür haber ve paylaşımlar halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek yalan haber paylaşım amacına hizmet etmektedir. Dolayısıyla bu eylem sonucu TCK MD.216’da düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu oluşmaktadır. Bu suç türü şikâyete tabi bir suç olmayıp resen soruşturma açılır. Suçun faili herkes olabileceği gibi suçun mağduru tüm toplum da olabilir. TCK MD. 216/1 halkın bir kesimini diğer bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek sonucu işlenir. Bu tahrik eyleminin kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike ortaya çıkarması gerekir. Örneğin asılsız bir haber veya paylaşım sonucu tahrik edilen kişilerin, konuyla bağı olmayan kişi, sosyal sınıf, etnik gruba ve benzeri karşı saldırması bu suçu oluşturur. Bu suçun oluşması sonucu fail veya failler bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılır” şeklinde konuştu.
“Kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir”
Açıklamasının devamında, toplumun hassas olduğu konularda yapılan paylaşımların, kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkmasına sebep olabileceğini söyleyen Duman, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun nitelikli hali TCK MD. 218’de düzenlenmiştir. Şöyle ki; ‘Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.’ hükmü ile ‘Kamunun Barışına Karşı Suçlar’ başlığı altında düzenlenen suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesini cezayı artırıcı sebep olarak düzenlemiştir. Özellikle toplumun hassas olduğu konularda halkı bir kişiye, gruba, sosyal sınıfa ve benzeri karşı hareketlendirebilecek paylaşımların yapılması kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir” ifadelerini kullandı.