Şişli’de bulunan Harbiye Askeri Müzesi’nde sergilenen tarihi eserlere belirli aralıklarla onarım ve koruma işlemleri uygulanıyor. Tarihe damga vuran Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 4. Murad’a ait kınlı kılıçlar ile Yavuz Sultan Selim, Sultan 2. Abdülhamid’e ait kılıçlar da onarım ve koruma işlemleri yapılan eserler arasında bulunuyor. Uzmanlar tarafından özel solüsyonlarla temizlenen eserler, işlemlerin tamamlanmasının ardından 1 ay süreyle gözlem odasında tutuluyor.
İstanbul Şişli’de bulunan Harbiye Askeri Müzesi’nde sultan kılıçları, miğferler, tabanca, zırhları ve birçok tarihi eser sergileniyor. Tarih boyunca çeşitli milletler tarafından kullanılmış pek çok farklı türde objenin bulunduğu zengin bir koleksiyon olan Askeri Müze Kesici Silahlar Koleksiyonu da müzede yer alıyor. Koleksiyonda yerli ve yabancı ülkelere ait kılıç, balta, yatağan, meç, kama, hançer, cembiye, sırıklı silahlar gibi pek çok türde kesici silah bulunuyor. Temel olarak İslam ve Avrupa kesici silahları olarak ayrılan koleksiyonun ağırlığını kılıçlar oluşturuyor. Koleksiyonda önemli bir yer tutan Türk kılıçları 15 ila 20. yüzyıl arasına tarihlenirken; içlerinde Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 4. Murat gibi Osmanlı sultanlarına ait kılıçlar dikkat çekiyor. Bu eserler, müzede sergilendiği gibi bakımları da burada yapılıyor. Müzede bulunan her türlü tarihi esere, özgünlüğünü bozmadan gelecek nesillere aktarabilmek maksadıyla restorasyon (onarım) ve konservasyon (koruma) işlemleri uygulanıyor. Restorasyon ve konservasyon kısmı ise silah atölyesi, kimyasal işlem atölyesi, kağıt atölyesi ve tekstil atölyesinden oluşuyor. Bu işlemler belli bir düzende gerçekleştiriliyor. Bu düzen içerisinde objeler önce, envanter bilgi ve tutanaklarındaki bilgilerle karşılaştırılarak ve fotoğrafları çekilerek heyet ile teslim ve tesellüm senedi karşılığında kontrol edilip alınıyor. Ardından teslim alınan tarihi eserler, atölyelere gönderilerek çeşitli işlemlerden geçiriliyor. Onarım ve koruma işlemleri tamamlanan eserler, en az 1 ay süreyle gözlem altında tutuluyor ve yine senet karşılığı ilgili mal sorumlusuna teslim edilerek teşhire ve depolara yönlendiriliyor.
Tarihe damga vuran sultanların kılıçları temizlendi
Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 4. Murad, Safevi Sultanı Şah Abbas’a ait kınlı kılıçlar ile Yavuz Sultan Selim, Sultan 2. Abdülhamid, Sultan 2. Mustafa’ya, Memluk Sultanı Kansu Gavri kılıçlar onarım ve koruma işlemleri yapılan eserler arasında yer aldı.
16. yüzyılda yapılan ve Yavuz Sultan Selim’e ait olan kılıç, uzmanlar tarafından mikroskop altında özel solüsyonlarla temizlendi. Kabzası ağaç, üzeri yeşil renk sürüngen bir hayvan derisi ile kaplı olan kılıç ardından yetkililere teslim edildi. Namlunun sağ yüzünde altın kakma tekniğiyle yazılmış bir ayet de bulunan kılıç, 1 ay süre ile gözlem altında tutulmak üzere gözlem noktasına kaldırıldı.
17. yüzyılda yapılan ve yine Sultan 4. Murad’a ait kılıç da aynı işlemlerden geçirildi. Kabzası demirden yapılan ve başı armut şeklinde olan kılıç da 1 ay süreyle kalmak üzere gözlem odasına alındı.
Türk kılıcı Batı kılıçlarına göre daha hafif ve daha dayanıklı
Tarihe damga vuran Türkler, Orta Asya’dan beri kullandıkları en kadim savaş araçları okları ve kılıçlarla zaferden zafere koştu. Yakın döneme kadar kullanılan bu iki savaş aletlerinden özellikle kılıç, Türklerde etkin bir silaha kullanıldı. Türklerin kullandığı kılıçların en önemli özelliği ise kavisli olması. Şam çeliğinden (Dımaşk) yapılan kılıçlar sağlamlığıyla zaferlerin kazanılmasında etkili oldu. Türklerin, demiri yüksek ısılarda döverek şekil vererek iyi kalitede kılıçlar yaptıkları biliniyor. Türk kılıcının Batı kılıçlarına göre daha hafif ve daha dayanıklı olması savaşta Türklerin etkinliğini arttırdı. Bu kılıçları kullanan Osmanlı Padişahları da zaferden zafere koştu.