Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, ’deprem öldürmez, bina öldürür” söyleminin eksik olduğunu belirterek, “Yanlış yer seçimi, çürük zeminler ve binada öldürür. Faydalı olan ise doğru zemine doğru bina ve doğru denetimdir. Bizi üzen ve korkutan ve bu tablonun değişmeyecek olmasıdır. Aynı şeyleri yaparak doğru sonuç beklemek mümkün değildir” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Kahramanmaraş merkezli 11 ilde etkili olan büyük depremler hakkında açıklamalarda bulundu.
Bilim insanlarının beklediğinin çok üstünde bir depremin olduğunu kaydeden Çeltik, bundan sonra can ve mal kayıplarını en aza indirecek çalışmalar ve öngörülerde bulunulmalı, çok ciddi şekilde kontrol ile denetim yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Süregelen söylemlerin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Çeltik, “Doğru söylemler kullanmalıyız, söylemler bizi eylemlere dönüştürüyor. ’Deprem öldürmez, bina öldürür” kesinlikle eksik bir söylem. 1940’taki gazete manşetleriyle, bugün arasında fark yok. Hala yanlış binalar ve müteahhitlerden bahsediliyor. Bu söyleme devam edersek, doğayla inatlaşmaya geçiyor. Şöyle algılanıyor, o zaman taşıyışı sistemleri değiştirelim insanlar ölmez diyorsunuz. 1940,1950,1970,1971,1972,1999,2023’de hala insanlar binaların içinde ölüyorlar. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunduk, bir çok bina 2000 yılı sonrasında yapılmış. Binalar öldürüyor. Ama hattının 50 ile 500 metre uzaklıkta camı bile kırılmayan gecekondular gördük. Mühendislik, yapı denetim hizmeti almayan binalarda cam kırığı bile yok” diye konuştu.
“Bina zemin ilişkisinde ciddi problem var”
Bu noktada fay hatlarına uzak bölgelerde evlerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Çeltik, “Fayda, yanlış yer seçimi, sıvılaşma problemi, binalar, statik hatalarda insanları öldürüyor. Söylemlerimiz doğru zemine, doğru bina ve doğru denetim yapılması gerekir. Bu problemlerin ekseriyetinin yanlış yer seçiminden kaynaklandığını gördük. Adana’da depremden 200 kilometre uzaklıkta 14 katlı bir bina yıkılmış. Etrafında benzer ve aynı büyüklükte binalar var yıkılmamış. Bina zemin ilişkisinde ciddi problemler var. Yine Adana’da aynı iki binadan biri bıçakla kesilmiş gibi ortadan ikiye ayrılmış. Yarısı duruyor, yarısı yıkılmış. Burada kesinlikle zeminde bir problem var. Binaların temel sistemleri aynı birime oturtulmalıdır ki temel aynı anda çalışsın. Eğer temelin yarısı doğal, yarısı dolguya oturuşa bina doğru çalışmaz ve yıkılır” ifadelerini kullandı.
“Yanlış zemin “
Kahramanmaraş bölgesinde Göksun ilçesi dahil yamaç ve dağlık alanlardaki yapıların zarar görmediğini ifade eden Çeltik, “ Dağdadır ama yakınından fay hattı geçiyordur o başka. Bizim ilk tespitimizi ülkemizde bina yerleşiminde yanlış zemin kullanıyoruz. Geçmişte insanlar her zaman dağlara ve yamaçlara doğru yerleşmişleri ovaları boş bırakmışlardır. Biz bugün ısrarla ovalara yerleşmeye devam ediyoruz. Bina öldürür, eksik söylemdir. Yanlış yer seçimi, çürük zeminler ve binada öldürür. Doğru olan ise doğru zemine doğru bina ve doğru denetimdir. Bizi üzen ve korkutan ve bu tablonun değişmeyecek olmasıdır. Aynı şeyleri yaparak doğru sonuç beklemek mümkün değildir. Artık bir şeyleri değiştirme vakti geldi” dedi.
Çeltik,2020 yılında bölgedeki fay üzerindeki bölgedeki il ve ilçe bürokratlarına uyarıcı yazılar göndermelerine rağmen çok az kişinin geri dönüş yaptığını hatırlattı.
“Yapıların yüzde 80’i düzelecektir”
Artık yapılan kentleşmeyi kaldırma ve değiştirmenin mümkün görünmediğine değinen Çeltik, “ Ülke olarak bugün kolumuzun biri kırıldı. Beklenen büyük depremler var. Bunlar için ciddi maliyetler gerekiyor. Dönüşümler artık çok kolay değil. Ama hızlı şekilde şunu yapabiliriz. Yeni yerleşim alanlarını yaparken, doğru yer seçimi önemli çünkü bugün binlerce ruhsat alınmaya devam ediyor. Bugün deprem oldu ama diğer taraftan insanlar beton dökmeye devam ediyor. İnşaat sektörü devam ediyor ama bu binalarda ciddi problemler var. Geçmişi dönüştürelim ama yarınımızı kurtarmak için bugünden gerekli önlemler alınabilir. Birkaç yönetmelik değişikliğiyle önümüzdeki dönemin yapılarının yüzde 80’i çok daha güçlü olacaktır. Bugün yapmayacaksak peki ne zaman” ifadelerine yer verdi.