Lisanssız elektrik üreticileri fahiş dağıtım bedelinden kaynaklı haksız rekabetin giderilmesini istiyor.
2016 yılında EPDK tarafından yayınlanan kurul kararına göre, 31.12.2017’den önce faaliyete geçen GES tesislerinden 10 yıl boyunca yüzde 75 indirimli dağıtım bedeli alınacağı beyan edilmiş ve GES yatırımcısı bütün kredi yapılandırmaları ve nakit akışlarını bu karara göre yapmıştı. Ancak yıllar içinde dağıtım bedeline yapılan yüksek zamlarla 2017 yılında 40 bin TL olan yıllık dağım bedeli ödemesi 2023 yılında 1 milyon TL’yi aşınca yatırımcı kredilerini ve tesis masraflarını karşılamayacak büyüklükte maddi yük altına girdi. Tesislerini çalıştıramaz hale gelen lisanssız üreticiler, lisanssız ve lisanslı ayrımının ortadan kaldırılmasını istiyor. Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, “Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için doğanın ve yerel yatırımcıların gücü verimli kullanılmalı” dedi.
Yıldırım, “GTO 43 Nolu Yenilenebilir Enerji Meslek Grubu üyelerimizden aldığımız geri bildirimler gösteriyor ki yatırımcılar 01.01.2023 tarihli EPDK tarife tablosunda belirlenen dağıtım bedellerinin ardından zorlanmaya başladı. Çünkü EPDK tarafından 6838 sayı 29.12.2016 tarih ile yayınlanan kurul kararına göre 31.12.2017’den önce faaliyete geçen GES tesislerinden 10 yıl boyunca %75 indirimli dağıtım bedeli alınacağı açıklanmıştı. Türkiye’de yatırım yapan ve 2017 öncesi kurulumlarda yaklaşık 6 GW kurulu güce ulaşan lisanssız üreticilerin tamamı da kredi kullanımlarını, nakit akışlarını buna göre düzenlemişti. Ancak yıllar içinde EPDK’nın dağıtım bedeline yaptığı zamlar ve bugün gelinen nokta yatırımcının tüm hesaplarını alt üst etti” şeklinde konuştu.
“Öngörülemez zamlar yatırımcının nakit akışını bozdu”
Lisanssız üreticilerin 2014 yılında ortalama yıllık 40 bin TL olan dağıtım bedeli öderken bu bedelin 2023 yılında 1 milyon TL’ye çıktığını söyleyen Yıldırım, “Dağıtım bedellerindeki öngörülemez artışlar yatırımcının nakit akışını bozdu, kredi ödemelerini aksattı” dedi. Yıldırım, “2014 yılında 1,63 kr/kwh olan dağıtım bedeli, 2017’de 2,56 kr/kwh ve 2020’de 5,56 kr/kwh olurken 01.01.2022 günü yapılan fahiş ve haksız artırım ile 28,76 kr/kwh’a ulaştı. Bir gecede GES yatırımcısının cebinden önceye göre 5 kat fazla dağıtım bedeli çıkmaya başladı. 2022 başındaki bu haksız artışın yankıları devam ederken bu sefer 01.01.2023 yılında söz konusu dağıtım bedeli 66,8442 kr/kwh oldu. Böylece 2014 yılında 1 MW tesisten yıllık ortalama 40 bin TL alınan dağıtım bedeli, 01.01.2023 itibariyle geçerli olan zamla birlikte 1 milyon TL üzerine çıktı. Diğer bir deyişle, yasanın kendilerine hak olarak tanıdığı 0,133 USD/kwh’lık alım garantisi rakamı, dağıtım bedeli artışları nedeniyle bugün neredeyse 0,10 usd/kwh’ın altında kaldı. Bu durum karşısında yatırımcılar bugün devam eden kredi ödemelerinde zorlanmaya başladı. GES yatırımcısı kredilerini ve tesis masraflarını karşılayamaz hale geldi. 2016 yılında EPDK’nın yayınladığı kurul kararına göre yatırımını yönlendiren yatırımcı mağdur olmuş, oyun oynanırken kurallar değiştirilmiştir” şeklinde konuştu.
“Lisanssız ve lisanslı ayrımı kaldırılmalı”
2013 yılından bu yana mevcut mevzuatlar çerçevesinde kurulan arazi/çatı lisanssız elektrik üretimi için yapılan tahmini yatırım bedelinin 8,5 milyar USD olduğunu ifade eden Yıldırım, yatırımların sürdürülebilirliği ve verimliliği için sektör temsilcilerinin lisanssız ve lisanslı ayrımının ortadan kaldırılmasını istediğini belirtti. Yıldırım, “01.01.2023 tarihli EPDK tarife tablosuna göre lisanslı üreticiler için veriş yönünde çift terimli dağıtım bedeli 9,2142 kr/kwh, lisanssız üreticiler için ise 66,8442 kr/kwh olarak belirlenmiş. Arada 7,25 kat fark bulunuyor. Devlet lisanssız üreticiden net hesapta yaklaşık 10,00 $cent/kwh fiyat ile elektrik alıyor. Bugün sanayi elektriğinin ortalama satış fiyatı 21,00$cent. Yani devlet lisanssız üreticiler üzerinden 2 kat elektrik satış geliri elde ediyor. Ortada haksız bir rekabet var. Bunun düzeltilmesi için atılacak adım bütün lisanssız üretim tesislerinin, yatırımcılara yük oluşturmadan lisanslı tesise çevrilmesidir. Ayrım ortadan kaldırılarak lisansız üreticilerin veriş yönlü dağıtım bedeli lisanslı üreticilerle aynı seviyeye çekilmeli. Ya da en azından bu uygulama halen leasing ve kredi ödemeleri devam eden yatırımların korunması ve ülke ekonomisi için ters yönlü bir etki oluşturmaması için 10 yılı biten santrallere uygulanmalı” şeklinde konuştu.
Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için yerel yatırımcıların desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, “Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için doğanın ve yerel yatırımcıların gücü verimli kullanılmalı. Oysa uygulama yatırım yapmaya değil adeta yatırım yapmamaya teşvik ediyor. Neticede enerjinin üretim maliyetleri içindeki payı her geçen gün artıyor ve Türk sanayisinin rekabet gücü zayıflıyor” diye konuştu.