Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, “Türkiye son 6-7 aydır ciddi bir kuraklık riskiyle karşı karşıya demiştik. Düşen yağmur parçaları bir nebze bize nefes aldırdı ama bunlar da dediğim gibi can suyu özelliğindedir. Türkiye için kuraklık riskini atlattı diyemeyiz” dedi.
Türkiye genelinde beklenen yağışların düşmemesi, geçen yıl ocak, şubat aylarında beyaz örtüyle kaplanan şehirlerin bu yıl ise yeterli yağışları almaması kuraklık riskini tetikledi. Son günlerde etkili olan yağışların can suyu olduğunu fakat kuraklık riskinin devam ettiğini ifade eden Prof. Dr. Yusuf Demir, açıklamalarda bulundu.
“Önümüzdeki aylar bizim için kritik ve önemli”
Karadeniz’de ve Türkiye’nin belirli bölgelerinde aralıklarla yağışların bir can suyu olduğunu belirten Prof. Dr. Demir, “Türkiye son 6-7 aydır ciddi bir kuraklık riskiyle karşı karşıya demiştik. Düşen yağmur parçaları bir nebze bize nefes aldırdı. Bir bitkiyi diktiğinizde nasıl can suyu verirsiniz bu son yağışlarda toprağa ve bitkiye bir can suyu oldu. Düşen kar yağışları da dağların tepesinde belirli bir ölçüde aldı ama bunlar da dediğim gibi can suyu özelliğindedir. Bizim asıl beklediğimiz yağışlar iklim kaymasına bağlı olarak da şubat ayının sonlarında ve mart ayında düşecek her türlü yağış bu noktada bizi inşallah rahatlatacaktır. O dönemde inşallah yeterli yağışlar alırız diye umut ediyoruz. Samsun genelinde su kaynaklarımıza baktığımızda belirli bir hareketlenmenin olduğunu görüyoruz ama bunlar yeterli değildir. Biz her zaman söylüyoruz. Yağışlar ne kadar düşerse düşsün önemli olan bu yağışların zamanında dengeli uygun periyotlarda olması önemlidir. Bizim için önemli olan yağışların sezonunda düşmesidir. Yağışların dağılması tarımsal üretim açısından önemli olduğu tarihlerde düşebilmesidir. Bu anlamda önümüzdeki aylar bizim için kritik ve önemlidir. Henüz Türkiye için kuraklık riskini atlattı diyemeyiz” diye konuştu.
“Bu süreci yaşadığımız felaketle beraberinde değerlendirmek daha doğu olur”
Felaketle beraber gelen sürecin hem yağış yağış rejimi hem de iklimsel etkilerini iyi değerlendirmek gerektiğini söyleyen Demir, “Kuraklığın geçmişten gelen etkilerine bağlı olarak da önümüzdeki dönemde risklerin hep beraber devam ettiğini görmekteyiz. Ama tabii bu dönemin atlatılması ve bu dönemin bir an önce tarımsal üretim açısından inşallah normal sürece geçmesi lazım. Elbette ki bu süreci yaşadığımız felaketle beraberinde değerlendirmek daha doğu olur. Çünkü hakikaten birbirini tetikleyen, birbirine etkisi olan bir süreçtir. Biz küresel iklim değişiminin ülkelerde ve bölgelerde yapmış olduğu doğal afetleri, felaketleri zaman zaman ifade ediyoruz. Bu yaşadığımız son depremde büyük bir felakettir. Tabii böyle bir felaketle beraber gelen süreçte hem yağış rejimi hem iklimsel etkilerini de önümüzdeki süreçte iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Uzmanların bu konuda gerekli çalışmaları yapması lazım. Çünkü bu etkilerin hem Karadeniz’i hem de Türkiye’nin diğer bölgelerinde etkili olacağını söylemek yanlış olmaz” şeklinde konuşu.