DENİZLİ(İHA) – Ramazan ayıyla birlikte uzun saatler aç kalındığını, beslenme düzeninin oldukça değişmesiyle birlikte dengeli beslenmenin çok daha büyük önem taşıdığını belirten Pamukkale Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görevli Diyetisyen Emine Ayvaz, önemli uyarılarda bulundu.
Pamukkale Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görevli Diyetisyen Emine Ayvaz, Ramazan ayında uzun saatler aç kalındığını bu dönemde beslenme düzeninin oldukça değiştiğini ve beslenmenin çok daha önemli olduğunu belirtti. Normal aylarda, herhangi bir öğünde eksik alınan bir besin öğesinin gün içinde ara öğünlerde veya diğer ana öğünlerde telafi etme fırsatı olduğunu söyleyen Diyetisyen Emine Ayvaz, “Ramazan ayında öğün sayımız sınırlanıyor. Dengeli beslenme bir yaşam tarzı ve her zaman çok önemli ama özellikle Ramazan ayında daha enerjik ve sağlıklı olabilmek için düzenli ve dengeli beslenme çok büyük önem taşıyor” dedi.
“Oruç tutan kişiler, mutlaka fazla yağ alımına sebep olacak yöntemlerden uzak durmalı”
Ramazan ayında sağlıklı beslenmenin püf noktalarını 7 maddede anlatan Diyetisyen Ayvaz, “İlk olarak Ramazanda öğünlerinizi genel olarak sahur, iftar ve ara öğün şeklinde düzenleyebilirsiniz. Böylece gün içinde almanız gereken besin öğelerini tek bir öğüne yüklememiş olursunuz. İkinci madde olarak sahurda tercih edeceğiniz en iyi alternatif kahvaltıdır. Besin öğesi çeşitliliğinin tam bir şekilde karşılanacağı kahvaltı sofraları sizi gün boyu zinde tutar ve kan şekerinizin düşmesini önler. Üçüncü vereceğim bilgi, gün içerisinde susamamak için sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Oruç tutan kişiler, mutlaka iftarla sahur arasında ortalama 8-10 bardak su tüketmeliler. Gün içerisinde oluşan mineral ve elektrolit kayıplarını karşılamak için de iftardan sonra 1 şişe sade maden suyu tüketilebilir. Dördüncüsü, iftar öğünü de en az sahur kadar önemli, orucu bir kepçe çorba ile açmak ve bir süre ara verdikten sonra ana yemeğe geçmek doğru tercihtir. Ana yemeğimizin yanında mutlaka bir salata ve yoğurdun eşlik etmesi hem sindirim hem de besin çeşitliliği açısından çok önemli. İftarda boş mideyi birden doldurmak tansiyon ve şeker yükselmelerine, mide barsak rahatsızlıklarına sebep olduğu için iftarla sahur arasına bir ara öğün eklemeyi alışkanlık haline getirelim. Beş, iftardan sonra yükselen kan şekerimiz biz de tatlı yeme isteği uyandırabilir. Tam bu esnada şerbetli, çikolatalı tatlılar yerine meyveli, kuruyemişli ara öğünleri tercih etmek en doğru karar olacaktır. Meyve üzerine eklenecek 1 tatlı kaşığı çiğ tahin tatlı krizinizi düzgün bir şekilde bastırır. Altıncı, Ramazanda oluşan hareket kısıtlılığı bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına neden olabilir. İftardan 1 saat sonra yapacağımız 45 dakikalık yürüyüşler sindirimi kolaylaştırır, kabızlık sorunlarını önler. Son olarak yedinci maddede Ramazan ayında, mideyi rahatsız etmemek ve kalori fazlılığını önlemek için en doğru pişirme yöntemleri ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulamadır. Fazla yağ alımına sebep olacak kızartma ve kavurma yöntemlerinden uzak durmalıyız” diye konuştu.