Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ev sahipliğinde düzenlenen Sigortacılık Sektörü İstişare Toplantısı’nda sektörün sorun ve çözüm önerileri görüşüldü.
Samsun TSO ev sahipliğinde, M. Rifat Hisarcıklıoğlu Meclis Salonu’nda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sigorta Acenteleri Birliği İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut ile Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu (SEDDK) Başkan Yardımcısı Mehmet Verim’in katılımları ile Sigortacılık Sektörü İstişare Toplantısı düzenlendi. Toplantıda sektörün çalışanları ve kamu yetkilileri sorun ve çözüm önerilerini konuştu.
“Dijital projenin yüzde 90’ı bitti”
Toplantıda konuşan TOBB Sigorta Acenteleri Birliği İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut, “Kamu her türlü problemlerimizi çözmek için yanımızda duruyor. 17 bin acente olarak sorun bahsediyoruz. Sorunlara çözüm üretip de bize gönderen henüz yok. Biz çözüm odaklı sorunlarını alıp, onları ilgili mercilere iletip, çözmek durumundayız. Eğer çözüm istiyorsak, acenteler de sahada yaşadığınız sorunları çözümüyle birlikte ilgili kurumlara ilettiğiniz taktirde sorunları daha kolay çözebiliriz. Dijital projede yüzde 90’ı tamamlandı. E-devlet üzerinden poliçeleri herkes kendisi oradan alacak. Böylece hem kağıt operasyonumuz bitecek hem de şirketlerin poliçe, a4, printer, toner gibi giderleri de azalacak. Bu dijital projenin biran önce hayata geçmesinin bizleri operasyonel anlamda çok ciddi rahatlatacak. Ayrıca ortak satış platformu kurduk. Bankalarla rekabet edebilmek adına 3-5 milyonluk vergi kaza poliçelerine, bulamadığımız poliçeler ulaşmamızı sağlayacak. Doğum-hamilelik poliçeleri, 65 yaş üstü sağlık sigortası, cep telefonu gibi poliçeleri buradan buluyoruz. Bir diğer çalışmamız da sanal acente ile ilgili de ciddi çalışmalarımız var” dedi.
“Kamu gereğini yapıyorsa, sigorta şirketleri de yapmak zorunda”
Sigorta şirketleri ve acenteler hakkındaki görüşlerini ve önerilerini paylaşan SEDDK Başkan Yardımcısı Mehmet Verim, “30 yıldır sektörün içerisindeyim. Bundan yıllar önce bir dönemde acenteler sedan şirket gibi çalışıyordu. Eksper tayin ediyorlardı, hasar ödüyorlardı, ibranamesi vardı. O zamanlar offline sistemler bile yoktu. Böyle bir dönemde 6 ayda bir mahsuplaşılan doğrulama yönteminden online sisteme geldik. Denetim kurumuna ilk başladığımda denetim özelliği çok kabaca yapılıyordu. Teknik karşılık pek yoktu. Bazı değişiklikler yapalım sigortalılar bundan yararlansın istedik. Sigortacılık sektörünün kalitesi artarsa üretim de artar, acentelerin karı da artar dedik. Kurduğunuz sistem ile dinamikler arası çatışma her zaman doğru gitmeyebiliyor. Tahkim sistemini kurdum. Tahkim sitemine bu sene 501 bin kişi başvurdu. 1 giren 4 çıkıyor. Bir avukat tek dosyadan 9 bin 200 TL alıyor. Ayrıca icrai vekaletten alıyor. O dosyaya bakan hakem ise 640 TL alıyordu. Bunlar maliyetleri 1’e 5 arttı. Maliyetler artınca otomatik olarak kaçırma oldu. Tüm erteleyici sözleşmelerde sigorta şirketleri gibi teminatı şimdi veriyorsunuz ama gerçekleşmesi sonra oluyor. Sizin verdiğiniz zamandaki şartlar ile ödediğiniz şartlar aynı değil. 200 bin TL olan araç olmuş 600 bin TL. Dolaysıyla aradaki bu farkın da etkisi var. Şirketler sıkıntı yaşamaya başlayınca temmuz ayınca ciddi artış yapıldı. Daha sonra da yapıldı. Şu anda 4,75 artış var ve aylık enflasyon oranına göre fena bir artış değil. Ama şirketlerin hala bundan kaçındığını görüyoruz. Eğer biz kamu otoritesi olarak gerekeni yaptıysak sigorta şirketleri de yapmak zorunda. Çünkü bu zorunlu sigorta. Zorunlu sigorta sadece vatandaşlar için zorunlu değil. Sigorta şirketleri için de zorunlu sigorta var. Dolayısıyla onlar da ruhsatı taşıyorsa onu yapmak zorundadır. Eğer bir şirket bu olaydan kaçınıyorsa bununla ilgili gereğini yapıyoruz. Ne şirket ne acente ne de brokerler tarafındayız. Biz doğrunun tarafındayız. Eğer yollar illegal yöntemlerle aşılmaya çalışıldığında alanlar dağıtılmaya başlar. DASK da otomatik olarak gelir, başka şey de otomatik olarak gelir. Eğer sigorta şirketi olarak siz bunları yapmazsanız o zaman kamu otoritesi mecburen ya bunun hepsini havuza devreder, ya başka bir yolu daha var. Kamu ihaleleri yapılmadı. Yönetmelik değiştirdik. Ürünü milli bir sigorta şirketi kanalından yaptık. Bu getirilen zecri tedbirlerin her biri acentelerin alanını daraltır. Amacımız bu değil ama dünya kadar kamu araçlarının sigortasız geldiği bir ortamda dinamikler arasında denge kurmak zorundasınız” diye konuştu.
“Mesleğimizin itibarını zedeleyen ve mevzuata aykırı işler yapanları bildirin”
Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu (TÜSAF) Başkanı Adnan Çelik ise, “Sigorta şirketleri, biz STK’lar sizlerin düşmanı değiliz. Bizim tek derdimiz sigorta acentesinin haksız rekabet uygulamalarına maruz kalmaması, bu mesleğin güvenilir, saygın ve kazanan bir meslek haline gelmesidir. Sigorta şirketleri ile biz sigorta acenteleri ayrılmaz bir bütünün parçalarıyız. Bizim sigorta şirketlerinden beklentimiz dağıtım kanallarınız arasında negatif uygulama yapılan taraf olmamak, acenteleri sözde değil özde sevmeniz ve göstermeniz, sorunlarımızın çözümünde samimi yaklaşımlar göstermenizdir. Sigorta acentesi meslektaşlarım, öncelikleri kendimizi ve içimizi geliştirelim. Sattığımız ürünün bütün inceliklerini ve detaylarını tam olarak öğrenip bilelim. Lokomotif ürünler satmakla kalmayıp, diğer ürünlerin de portföyümüzde olması için çabalayalım. Mesleğimizin itibarını zedeleyen ve mevzuata aykırı işler yapanları bildirmenizdir” şeklinde konuştu.
“Sektör olarak çok zor bir iş yürüttüğünüzün farkındayız”
Sektör olarak zor bir iş yürüten sigorta ve acentelere başarılar dileyen Samsun TSO Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Tüfekçi de, “Sektör olarak çok zor bir iş yürüttüğünüzün farkındayız. Bir olasılık satıyorsunuz, üstelik olumsuz bir olasılık. Buna riski paylaşmayı kabul ediyorsunuz. Zorunluluk arz eden konular dışında ürünü anlatması oldukça zor. Bununla birlikte önemi her geçen gün artan ve hızla değişen koşullarla birlikte büyüyen bir alan. Türkiye’de bu konuda yasal çerçevenin çizilmesinde milat 1939 yılı olsa da 2021 sonu itibarıyla 400 milyar TL sınırını aşan büyüklüğü ile finans sektörünün en önemli alanlarından biri haline geldi. Sektörün, 2021 yılında toplam aktiflerini yüzde 38 arttırmayı başardığını ve 2019 yılındaki yüzde 33’ün ve 2020 yılındaki yüzde 30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiğini görüyoruz. Özetle Türkiye sigorta sektörü, gelişen ülke dinamiklerine paralel olarak yüksek büyüme potansiyelini koruyor. Dünya ile karşılaştırdığımızda ise çok büyük fırsatların olduğu bir gerçek. Şüphesiz rekabetin iyi yönetilmesiyle birlikte pastadan daha iyi bir pay almak mümkün olacaktır. Dolayısıyla bugün sektörün temsilcilerinin bir araya gelerek mevcut durumu değerlendirmesini, sorunların çözümüne yönelik paylaşımlarda bulunmalarını ve elbette birlikte hareket ediyor olmalarını çok anlamlı ve kıymetli buluyoruz” ifadelerini kullandı.
Toplantı, sigorta acentelerinin sektörden beklentilerinin dinlenmesi ile sonlandı.