Türkiye, Beyaz Kıta’da bilim diplomasisi başlattı. 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında Horseshoe Adası’nda 18 proje yürüten Türk araştırmacılar, yer kürenin geçmişi ve geleceğine dair önemli ipuçları barındıran kıtada 8 farklı ülkeye ait bilim üssünü ziyaret etti.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) koordinasyonunda gerçekleştirilen 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi başarıyla tamamlandı. Sefer heyeti, Dünya’nın kara kutusunu keşfetmek üzere çıktığı yolculukta Beyaz Kıta’nın yeni şifrelerini çözecek yeni bilimsel verilerle Türkiye’ye döndü.
Sefer sonucunda elde edilen verilerden bazıları, uzun soluklu devam eden ve yıllara sair ölçüm ve örneklemelerle akademik yayına dönecek. Mikroplastik araştırmaları gibi bazı çalışmalar ise bir yıllık bir sürede uluslararası akademik yayın olarak literatürü kazandırılacak.
Sefer heyeti, 68 derece güney enlemindeki geçici Türk Bilim Kampı’nın bulunduğu Horseshoe Adası’nda ana teması “İklim değişikliği ve insan etkisinin kutup bölgeleri üzerindeki oluşturduğu farklılıklar” olan 18 proje üzerinde çalıştı. Heyette; yer bilimleri, yaşam bilimleri, fiziki bilimler ve sosyal bilimler konularındaki projelerde iki ayrı branştan tıp doktoru da yer aldı. Sefer katılımcısı doktorlar, bir taraftan araştırma projelerini yürütürken sefer ekibine hem sahada hem de gemide sağlık desteği verdi.
Deniz suyu örneklemeleri, canlı örneklemeleri, mikro canlı örnekleri gibi birçok örnek alıp ölçüm yapan Türk araştırmacılar, bilim diplomasisi anlamında önemli ziyaretlerde bulundu.
Dünya’nın en soğuk, en rüzgarlı ve en kurak kıtasında 30 ülkeye ait 100’e yakın bilimsel araştırma üssü bulunuyor. Sefer heyeti; Escudero (Şili), Bellingshausen (Rusya), Comandante Ferraz (Brezilya), Arctowski (Polonya), Carlini (Arjantin ) Artigas (Uruguay), St. Kliment Ohridski (Bulgaristan) ve Maldonado (Ekvator) istasyonlarını ziyaret etti. Türkiye Cumhuriyeti Santiago Büyükelçisi Gülcan Akoğuz da Arjantin, Brezilya, Polonya ve Şili’ye ait üs ziyaretlerinde ekibe eşlik etti.
Türk bilim insanları, İstanbul’dan başlayan 14 bin kilometrelik yolculukta 80 metrelik Şili bayraklı “Betanzos” isimli araştırma gemisi ile geçici Türk Bilim Kampı’nın bulunduğu Horseshoe Adası’na geçti. 34 gün süren seferde 13 farklı kurumdan 19 Türk araştırmacı, 2 Ekvatorlu ve 1 Kolombiyalı araştırmacı görev yaptı. Seferde ekibe 21 gemi personeli eşlik etti.
Ekipte TÜBİTAK, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Harita Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, araştırma enstitüleri ve üniversitelerden araştırmacılar yer aldı. Sefer boyunca, 48 saat ve 33 bin kilometre uçak, 2 bin 500 kilometre gemi yolculuğu yapıldı, 200 saat bot operasyonu gerçekleştirildi.
7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy, sefer sırasında Türkiye’de büyük bir deprem felaketi yaşandığını kaydederek “Felaket, hakikaten canlarımızı yaktı. Bu üzüntüyle burada şehirlerimize yetişmeye çalışırken bir anda da Antarktika’ya gitmiş ekibimiz canla başla bilimsel çalışmalarını başarıyla tamamladılar. Bu bizim için tabii ki çok önemli. Bu bilim diplomasisi demek. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağının Antarktika’da dalgalanması demek” dedi.
Antarktika’da bilimsel verilerin toplanmasının çok değerli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özsoy, “Şu an Antarktika’da sismik ekipmanımız var, meteoroloji ekipmanımız var, GNSS ekipmanımız var. Bu ekipmanlarla dalgaların, gelgitlerin ve buzulların ölçümünü yapılabiliyoruz. Buradan elde edilecek veriler literatüre çok büyük katkı sağlayacak” diye konuştu. Özsoy, bu çalışmalar sayesinde Antarktika Anlaşmalar Sisteminde danışman ülke statüsüne geçmek istediklerini bildirdi.
Bilim Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, bu yıl özellikle kanser ve alzheimer gibi hastalıkları makrolidler üzerinden tedavi etmeyi amaçlayan bir proje üzerinde çalıştıklarını ifade ederek “Bunun yanı sıra insan kaynaklı mikroplastik etkilerinin farklı ortamlarda bulunurluğunu araştırdık” dedi.
Horseshoe Adasında bulundan göllerin korunmasıyla ilgili İngiltere ve Belçika ile çalıştıklarını kaydeden Oktar, “Yine bu göllerin tabanın haritalanması, fiziksel parametrenin belirlenmesi ve şu anki durumların anlaşılması ilgili çalışmalarda bu yıl itibariyle hızlanmış oldu. Bu gölleri her yıl takip ederek ve korunma altında olmasını sağlayarak içinde bulunan endemik türlerin geleceğe kalmasını sağlayacağız” diye konuştu.
Oktar, Antarktika’da bulundukları süre içerisinde bazı değişikliklere artık gözle şahit olmaya başladıklarını vurgulayarak “Bunların bir kısmı tabii ki adadaki buzulların eriyerek incelmesi ve azalması diğer tarafta ise bu buzulların denize taşıdığı besin maddeleriyle beraber kampımızın bulunduğu Lystad Körfezi’ndeki alg ve diğer canlıların artması. Bunlar bizler için tabii ki korkutucu haberler olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.